HIRSIZIN HAYSİYETİ VARSA!

18-11-2016

Batman’ın önemli sorunlarından biridir hırsızlık vakaları.

Hırsız ve hırsızlıkların geçmişi Batman’ın kuruluşuna kadar dayanır.

Yaz aylarında turistik bölgelere göç eden hırsızlar, kışın geri döndüklerinden dolayı şehrimizde daha çok özelikle bu mevsimde gün geçmiyor ki şehrimizde hırsızlık olayları yaşanmasın.

Hırsızlıklara karşı vatandaşlar çeşitli tedbirler alıyor.

Çelik kapılar, kamera sistemleri, otomatik kepenkler, camlara demir korkuluklar, çelik kasalar ancak hiç biri hırsızlık olaylarını engellemiyor.

Adamlar bu işi o kadar profesyonelce yapıyor ki çilingircinin yarım saatte açamadığı çelik kapıyı en geç 5 dakikada açabiliyorlar.

Binanın dış cephesini kullanarak 3. kattaki dairenin penceresinden içeri girebiliyorlar.

İlginçtir çoğu hırsızlık işi de gündüz saatlerinde gerçekleştiriliyor.

Bir de hırsızın her türlüsü var şehrimizde.

Üstelik engel ve sınır da tanımıyorlar.

Hırsızlıktan dolayı fişlenmiş kişi sayısının epey kabarık olduğunu sanıyorum.

Bu alan, birileri için bir nevi kazanç elde etme ve geçim kapısı olmuştur.

Tabi bunun birçok nedeni daha var.

Öncelikle bu meseleye sosyolojik ve psikolojik açıdan bakıp değerlendirmek gerekir.

Yani basit bir vaka olarak değerlendirmemek gerekir. 

Bu sorun, etraflıca araştırılması ve çözümler bulunması gereken önemli bir sorundur.

Oysa bu sorunla mücadele için sadece ve sadece polisiye tedbirler alınıyor.

Kısacası sorun, polise ve mahkemeler havale edilmiş durumda.

Sadece polisiye tedbirlerle önlenmesi mümkün görünmüyor.

Hırsızlık vakalarına karışanların çoğu çocuk yaşta olduğu için cezasız kalıyorlar.

Hırsızlıkla mücadele için sadece güvenlik tedbirlerinin değil, sosyolojik bir yaklaşımla çözümün geliştirilmesi gerekir.

Bu işi sadece emniyete havale etmek ve sorumlu görmek de doğru değil.

Bu sorun toplumsal bir mesele haline dönüşmüştür.   

Hırsızlıklar nedeniyle toplumsal ilişkiler zedelenip bozuluyor.

Hırsızlık olayları, toplumun sosyal yapısını etkileyen ve sarsan sosyal bir problemdir.

Elbette her sorunun kendine özgü sebepleri olduğu gibi hırsızların da kendine özgü bir takım sebepleri vardır.

Bu nedenle hırsızlık suçu, en çok işlenen suç türlerinin başında gelmektedir

Yaygın adli vakaların başında gelen hırsızlık belası, dün bizim gazetede çalışan arkadaşlarından birini buldu.

Gazetemizin en şık ve bakımlı çalışanı olan Genel Yayın Yönetmenimiz Hatice Türkan’da bu olay, ters tepti.

Telefon en son teknoloji, çantası en kaliteli marka, fiyaka da 1500’e dayanınca hırsızların radarına takılmış.

Hırsızlar gündüz vaktinde çat kapı yapıp Hatice Türkan’ın evinde değerli ne varsa toplayıp kayıplara karışmışlar. 

Dün Batman Sonsöz Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hatice Türkan’dan sabah bir mesaj gelince iyi bir haber olmadığı hissine kapıldım.

Mesajda “Bu gün güne çok kötü başladım, cüzdanım, makyaj malzemelerim, telefonum, sarı basın kartım, kimliğim, cüzdanımdaki paralarım hepsi evden çalındı” diye yazıyordu.

Aslında, uzun süredir şıklığı ve havası yüzünden başına iş açacağını tahmin ediyordum.

Evinin soyulduğu mesajını alınca şimdi çok sinirlidir diye arayıp “geçmiş olsun” demedim tabi.

Aradan 3 saat geçtikten sonra kendisi ile karşılaştığımda ise neşesi ve havasından bir şey kaybetmediğine şahit oldum.

Maddi açıdan en değerli eşyaları çalınıp bu kadar morali yerinde olan birine ilk kez tanık oldum.

Nerdeyse hırsızlardan “hırsız beyler” diye tanımlama yaparak son derece sakin bir şekilde olayı anlatıyordu.

Demek ki o kadar olağan bir hal almış ki hırsızlıklar, artık şikâyet konusu bile olmuyor.

Bırak şikâyet konusu çoğu kişi Hatice Türkan gibi neredeyse yadırgamıyor bile.

Hatice Türkan’ın evini soyan hırsızda biraz haysiyet, biraz insanlık varsa böylesi ince bir insana gidip eşyalarını teslim eder ve binlerce kez özür diler.

Tabi haysiyet varsa ve kalmışsa...

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?