İLKBAHARI BEKLEMEYİN BOŞUNA

09-03-2016

Her sene tıpkı doğa gibi bayramı beklercesine bekler insan baharı.
Baharın müjdesini ilk olarak kuşlar verir.
Kuşlar o güzel ötüşleri ve özgürlüğe kant çırpışları ile müjdelerler baharın gelişini.
Sonrasında da günlerin uzaması ve havaların ısınmasıyla birlikte doğa, ilkbahar rengine bürünür. 
Doğa için mevsimlerin en güzelidir İlkbahar.
Her taraf rengârenk olur.
Hicri, Celali, Rumi ve Miladi Takvimden hangisine bakarsan mevsim ilkbaharı gösteriyor bu günlerde.
Gösteriyor göstermesine de bu sene ilkbahar gelecek mi acaba?
Halimiz bu oldukça gelir mi hiç bahar? 
Cemre düşmedikçe yüreklere, her bahar yalandandır aslında. 
Doğada yeşerecek demet demet güller, yemyeşil bayırlar bile yüreğimize bahar getirmeyecek bu sene. 
Çünkü çocuklar gülmese,
Analar ağlarsa,
Bahar da gelmez. 
Yani boşuna umutlanmayalım buralara bahar uğramayacak bu mevsim.  
Barışa, kardeşliğe, insanca bir yaşama dair umutlarımız birer birer yok olurken,
Hep kederli ve dertli iken, 
Bir nebzecik sevinç ile mutluluğa hasretken ilkbahar gelip de ne yapsın?
Bugün takvimler Mart’ın 10’u… Ancak bir ilkbahar gününü göstermesine kanmayın sakın.
Boşuna da beklemeyin.
Bu sene bahar gelmedi gelmeyecek de. 
Oysa her bir mevsim baharla yol alır, bahar gelmeyecekse yaz, kış ve sonbahar da gelmeyecek. 
Yani mevsimler de şaşacak, karışacak birbirine.
Tıpkı bizdeki kafa karışıklığı gibi,
Tıpkı yüreğimizde kopan tufan misali,
İklim de mevsimler de bir birine karışacak. 
O kadar kanlandı ki,
O kadar mayınlar ve top mermileri patladı ki,
O kadar gencecik bedenler düştü ki,
O kadar cansız bedenler günlerce bekledi ki toprağın üzerinde,
Bize baharı getirecek cemrenin düşebileceği yer kalmadı. 
Cemre düşmeyince toprağa, ilkbahar da gelmez ki. 
Doğa hükmünü sürüp her taraf yemyeşil olsa da, 
Çiçekler açsa her tarafta,
Biz ruhumuzda baharı hissetmeyeceğiz.  
Yani çalındı,
Kanatıldı,
Elimizden, yüreğimizden alındı bir baharımız daha.
Kederimiz,
Acımız,
Utancımız,
Susturulmuşluğumuzla,
Ve de umutsuzluğumuzla kala kaldık bir kez daha...

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?