Batman Sonsöz Gazetesini farklı kılan yönü, bana sorarsanız yeri geldiğinde iğneyi kendisine de batırmasıdır.
Yani öz eleştiri yapabilmesi, yazar ve muhabirlerin açık bir biçimde birbirini eleştirebilmesidir.
Sanırım eleştiri konusunda hem kendime hem de arkadaşlarıma en acımasız olanı da benim.
Yeri geldiğinde ve haklı olduğuma inandığımda ne patron dinliyorum ne de gazetenin genel yayın yönetmenini.
Hemen taarruza geçiyorum.
Bazen ya sabır deyip eleştirmemek için kendimi zapt etmeye çalışsam da kendimi durduramıyorum.
Birkaç gündür yine gazete yönetiminin önerileri karşısında susayım susayım, hiç konuşmayayım diyorum ancak sabrım kalmadı.
Önce Batman’ın ilk temellerinin atıldığı İluh Mahallesini Beyaza Boyatalım diye kampanya başlattılar.
Ne iyi ne kötü fikir beyan etmedim.
Sonra baktım başka başka, çok parlak(!) fikirler daha üretmeye başladılar.
Neymiş efendim?
İluh Mahallesi’ndeki ev ve işyerlerinin tamamı beyaza boyansın,
Kent içi trafiğinde kullanılan Dicle Kartlara Batman ile özdeşleşen bir ismin verilsin,
Batı illerinde olduğu gibi ağaçlar, örgü motifleri ile giydirilsin.
Vallahi bu yazıyı yazmamdaki temel gaye, gazeteden kovulmak değil.
Ama her üç öneri de bana çok abuk sabuk geldi.
Nedenine gelince;
Birincisi, İluh Mahallesi eski İluh değil artık.
O güzelim tarihi kerpiç evler ve konaklar yok artık.
Çoğu, derme çatma, beton, briketten yığma eveler.
Beyaza boyasan ne olur boyamasan ne olur?
Çünkü ne bir estetiği ne de kent kimliğine, tarihine katkı sunacak özelliği var.
Resmen bir gecekondu semti görünümü veriyor.
İkincisi, Belediye Otobüslerinde kullanılan kartın isminin değiştirilmesi.
Malumunuz daha önce ismi Dicle idi.
Her nedense Batman Sonsöz Gazetesi bundan da hoşlanmamış.
Dicle biliyorsunuz Batman yerleşim alanlarından da geçen ve Basra Körfezine kadar uzanan dünyanın en önemli nehirlerinden biridir.
Tutturmuşlar “Dicle ismini değiştirelim”
Bu öneriler karşısında gerçekten şaşkınım ve ne diyeceğimi bilemiyorum.
Bazen “acaba arkadaşlarımız haber sıkıntısı mı çekiyorlar da bu tür önerilerde bulunuyorlar” diye düşünmüyor da değilim.
***
Gelelim Batman Sonsöz Gazetesi ekibinin, sigortalarımı attıran üçüncü önerisine;
Efendim neymiş, ağaçları giydirelim.
Ağaçlar ile ilgili eminim ki beni tanıyanlar bilir.
Emin olun bu bile çok uçuk bir fikir.
Ağacın değerinin yeteri kadar bilinmediği bu şehirde her gün onlarca ağaç kesiliyor.
Var olanlar bakımsızlıktan ve susuzluktan kuruyor.
Sen kalk bunları görmezden gelip “efendim ağaçları giydirelim” de.
Gerçekten sırf eleştireyim veya gazeteden kovulayım diye yazmıyorum bu yazıyı.
Ancak hiçbir öneri de bana şehrin imajına, yaşamına geleceğine katkı sunacak gibi gelmedi.
Ciddi anlamda çarpık bir kent planlamasının olduğu şehirde, illa da bir şeyler yapılmak isteniyorsa, bunun sonuçları çok kapsamlı bir şekilde değerlendirilmelidir.
Ha bir de yanlış anlaşılmasın sakın, kesinlikle Batman Sonsöz Ekibinin tümünün iyi niyetinden zerre kadar şüphem yok.
Umarım bundan sonraki önerilerde daha gerçekçi konular seçilir.
