İNSAN HAKLARI VE SORUMLULUKLARIMIZ

10-12-2019

İnsan hakları savunucularının bir ülkedeki varlığı, oradaki hak ihlallerine işarettir.
Tüm olumsuz şartlara rağmen Türkiye’de dinamik ve gelişken insan hakları hareketi mevcuttur.
Peki, insan hakları nedir?
 İnsan hakları, demokrasinin içinde barındırdığı hakların bir bütünüdür diyebiliriz kısaca.
Yani, insanın sahip olduğu eşit haklardır.
Barıştır, can ve mal güvenliği, hukukun eşitliğidir.
İnsan onurudur.
Özgür bir yaşamdır.
Barınma, beslenme,  sağlık, iş ihtiyacı kadar sahip olmaktır.
Temiz bir çevrede yaşamaktır.
Kötü muamele ve işkenceden mahrum olmaktır.
İnsan haklarını iki temel üzerinde oturtmak mümkündür.
Birincisi bireyin güven içerisinde olması.   
 İkincisi ise eşitlik ve adalet dayalı bir yaşam.
Bu yapı bireyi güçlendirir, huzurlu ve mutlu kılar.
Adaletin ve hukuka dayalı yönetimin olmadığı yerde ise mutsuzluk ve yoksulluk vardır.
İnsan hakları hem hakları hem de bireyin ve Devletin yükümlülüklerini yerine getirmesi ile oluşur.
Devlet ve bireylerin, yükümlüklerini yerine getirip insan haklarına saygılı olunması gerekir.
İnsan haklarına saygı duymak, korumak ve yerine getirmek herkesin ve kurumun öncelikli görevidir.
İnsan haklarından yararlanma, demokrasi ve özgürlükler, herkesin hakkıdır.
İnsan haklarını koruma görevi başta Devletin, sonra da bireyin ve sivil toplum örgütlerinindir.
Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde ve şehirlerimizde de halen ciddi manada hak ihlalleri yaşanmaktadır.
İnsan hakları ihlallerine karşı çıkanlar ise ciddi manada zorluklarla karşılaşmaktadır.
Oysa devletin temel insan haklarından yararlanmayı kolaylaştırmak için mücadele edenleri anlaması ve desteklemesi gerekir.
Birey olarak haklarımızı talep ederken başkalarının da haklarına saygı göstermeliyiz.
Oysa bireyler olarak da insan haklarına saygı noktasında profilimiz pek iyi sayılmaz.
Başkalarının hak ve özgürlüklerine karşı bir duyarsızlık söz konusu.
İnsani ilişkileri devlet düzenlemez.
Birey hakları kadar başkasının hakkını düşünmek, vicdani ve insani bir erdemdir.
Ne yazık ki toplumun genelinde aile içerisinde bile yeteri kadar eşitlik, adalet ve demokrasi mevcut değildir.  
Hak ve özgürlükler noktasında yanlış ezberler ve anlayış söz konusudur.
Başkalarının haklarına saygı gösteremeyen birinin insan haklarından söz etmesi doğru değildir.
Demokratik bir düzen bireyle başlar ve devleti de kapsar.
Nihayetinde devleti yöneten de insandır.
İnsan haklarının demokrasiyle olan bağlantısı bu şekilde gelişir.
Toplumda demokrasi anlayışı geliştikçe hak ihlallerinde de azalma oluyor.
Demokrasiden uzaklaştıkça da hak ihlalleri artıyor.
Ne yazık ki belli kaygılar ve beklentilerden dolayı yaşadığımız bu süreçte ciddi manada hak ihlalleri yaşanmaya başlandı ve demokrasiden bir uzaklaşma söz konusudur.
Her sebebi ne olursa olsun insan hakları ve demokrasiden uzaklaşmamak lazım.
Çünkü demokrasi ve insan hakları, insanca bir yaşam için her bireye lazımdır.

İnsan Hakları Haftasının kutlandığı bu haftada bunu hatırlatayım dedim. 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?