İŞ KUR’UN KURASINA İTİRAZ VAR

27-01-2019

İş Kur İl Müdürlüğünce, işsizlikle mücadele etmek ve kurumların personel ihtiyacını karşılamak amacı ile alımı yapılacak 2 bin işçi, kura ile belirlendi.

Torpilin, ayırımcılığın, adamcılığın, kamuya personel yerleştirme simsarlığının hüküm sürdüğü bir yerde kura ile personel belirlemek, mevcut koşullarda en ideal yol olarak görünüyor.

Geçen hafta içerisinde 10 bin kişinin başvurduğu alımlarda, 2 bin kişi için kura çekimi yapıldı.

İsimleri çıkan şanslılar açıklandıktan sonra aslında kuranın da tek başına adaleti sağlamadığını, bir işsizin haklı sitemi ile öğrenmiş oldum.

Gerçekten mağduriyetine, çaresizliğine ve herkesten daha çok iş ihtiyacı olduğuna inandığım işsiz okurum, kura çekildikten sonra telefonla arayarak kederine de, şansına da, yanlış uygulamalara da veryansın etti.

Tam olarak neler dedi önce sözlerini sizinle paylaşayım;

“Ben şansıma zaten güvenmiyordum, iş sadece kuraya kalsa bana çıkmayacağından emindim. Kura çıksa, çıksa yine hali vakti yerinde olan varlıklı ama aç gözlükten dolayı İş Kur toplum yararına çalışma kadrolarına bizimle başvuranların ismi çıkar diye düşünüyordum. Nitekim öylede oldu. Bizim gibi sadece bin lira aylık geliri olan, evleri başlarına yıkılacak kadar harap durumda olan, 7 nüfustan dördü zor şartlarda okul okuyan muhtaç bir ailenin ferdine İş Kur kurasında ismi çıkmadı. Bir oğlu doktor, diğer 3 çocuğu da kamuda kadrolu çalışan birinin ismi ise kurada çıktı. Listeye baktığımda onlarca ekonomik durumu iyi olan kişi İş Kur’un kurası sonucunda işe girmeye hak kazandı. Bu adil bir durum değil. Bizim gibi muhtaçlara öncelik verilmesi gerekirdi. İşe ihtiyacı olmayanların isminin kuradan çıkmasından dolayı bu haksızlığa itirazım var”

Evet, İş Kur’dan istihdam edilme umutları suya düşen okurum, özetle bu sitemini iletti.

Doğrusunu söylemek gerekirse geçmişte yazdığım yazılarımda, isimlerin belirlenmesi için ben de en doğru yöntemin kura olabileceğini savunmuştum.

Ancak İş Kur, alım yaparken kişilerin gelir düzeyi ile ilgili bazı kıstaslar getirip getirmediğini ve şartları uymayanların başvurusunun kabul edilip edilmeyeceğini bilmiyordum.

Bu önemli hususta başvurular kabul edilirken bir kriter konulup konulmadığını, başvuranların ekonomik durumu gözetildikten sonra kayıtları yapılıp yapılmadığını doğrusu bilemiyorum.

Ancak gerçek şu ki sadece İş Kur ile ilgili meselesinde değil, Sosyal Yardımlaşmanın yardımlarından ve devletin sağlık hizmetlerinden ücretsiz yaralanma noktasında da ciddi manada kurumları aldatmaya dönük bazı aç gözlüler her türlü yola başvuruyorlar.

Sosyal yardımlaşmanın kömür dağıtımından tutun, öğrenci parasına kadar birçok kişi muhtaç olmamasına rağmen kurumları aldatarak yardım alıyor.

Zengin ve varlıklıyken aç gözlü olmasından dolayı bir türlü doyuma ulaşamıyorlar bu tür kişiler.

O yüzden suç sadece kurumlarda değil biraz da aç gözlülerde.

Geçmişte ulusal basına da düştü bu konu.

Batman nüfusunun neredeyse  % 75’i yeşil kartlı olarak görünüyordu.

Yani yoksul ve yardıma muhtaç olarak.

Bana sorarsanız ekonomik ve sosyal açıdan gerçek tablo hiç de öyle değil.

Çok ciddi manada araştırmalar yapıp istatistiklere bakmaya da gerek yok.

Evlerin fiziki durumu ve iç konfora, sokaktaki lüks araç sayısına ve herkesin elindeki son model cep telefonlarına, en ucuz içecek olan çayın 3 TL olduğu Cafe’lerin doluluk oranına bakıldığında aslında Batman hiç de yoksul bir görüntü vermiyor.

Tam aksine son derece zengin ve varlıklı bir şehir olarak görünüyor.

Ama İş Kur, yaş kriteri koymasına rağmen kurumlara alınacak 2 bin kişilik kadroya 10 bin kişi başvuru yapıyor.

Bu rakamlara hayret ediyorum doğrusu.

Elbette şehrimizde binlerce çaresiz ve işsiz insan var.

Ama emin olun bunlardan birçoğu da İş Kur’un yolunu bile bilmiyor ya da nasıl olsa başvursam da bana torpil yapacak kimse yok diye başvurmuyorlar.

Hal böyle olunca yine birçok muhtaç olmayan aç gözlü insan, İş Kur’un geçici istihdam olanaklarını kapıyor.

O yüzden İş Kur’a, kura çekme uygulamasıyla birlikte önemli bir iş daha düşüyor.

Kurada isimleri belli olanların tek tek gelir durumunu Sosyal Yardımlaşma Fonu Verilerinden almalı, muhtarlara sormalı, bu konuda nasıl bir değerlendirme yapılacaksa yöntemini bulup gereğini yapmalıdır.

Gerçekten evinde bekâr ve çalışan doktor oğlu olan bir ailenin ferdine İş Kur kurasında ismi çıkmışsa bunu geçersiz saymaları gerekir.

Onların yerine de yedek listeden, gerçekten mağdur insanların yerleştirilmesi en doğrusu olur.

Ancak o zaman kura uygulamasının da hakkaniyet açısından bir anlam ve önemi olur . 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?