İSLAM VE KURAN’I ESAS ALMAK

27-04-2016

Meclis Başkanı İsmail Kahraman, İslam Ülkeleri Akademisyen ve Yazarlar Birliği AY-BİR'in düzenlediği "Yeni Türkiye Konferansları”nın 6.’sında “ Yeni Anayasa'da laiklik olmamalı, dindar bir Anayasa olmalı” demiş. 

Her ne kadar tam olarak sözleri açıklayıcı değilse de beli ki burada İslamiyet’i ve Kuran’ı Kerim’in esas alınması gerektiğini vurgu yapıyor Sayın Kahraman.

Bir süre önce de HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş “Gelin Kürt sorununu Kur'an-ın değerlerine göre çözelim” açıklamasında bulunmuştu.

İki farklı görüşün açıklamaları kamuoyunda ciddi manada tartışmalara neden oldu.

Bir İslam ülkesinde yaşamın bütün alanları için Kuranı kerim’i referansa almaktan daha gerekli, daha mantıklı ne olabilir ki?

Bu yüzden bu iki önemli çıkış öncelikle şöyle okumak lazım:

Demek ki başta Kürt sorunu olmak üzere diğer sorunların çözümü için yeni bir adalet arayışına ihtiyaç vardır.

Yani mevcut adalet sistemi, anayasa, siyasi anlayışlarla, yaklaşımlarla yaşadığımız sorunları çözülemiyor.

O yüzden İslam ve Kuran’ın esas alınması önerileri son derece yerindedir.

Bu güne kadar ki adalet yöntemleri ciddi manada ne tartışıldı ve ne de gündemleştirildi.

Mevcut anlayışa ve düzene karşı bir adalet arayışı olarak görülen bu çıkışlar için her şeyden önce bir toplumsal mutabakata ihtiyaç vardır.

Yeni bir Anayasa oluşturma ile ilgili ne yazık ki seçimlerden sonra başlatılan çalışmalarda Mecliste gurubu bulunan siyasi partiler bir türlü uzlaşamadı.

Sayın Meclis Başkanı Kahraman’ın bir konferansta sarf ettiği ve büyük tartışmalara neden olan sözleri ülkemizin yeni bir Anayasa ve anlayışa ihtiyaç olduğunun teyididir bir bakıma.

Sayın Meclis Başkanın çıkışı bu bakımdan önemlidir.

Her ne kadar bir siyasi partiden milletvekili seçilmişse de şu anda tarafsız olması gereken bir konumu var.

Tarafsızlık ilkesi ile hareket ederek yeni bir Anayasa için bütün siyasi partileri uzlaştıracak bir rol oynamalıdır. 

Yeni bir anayasa ile oluşturulacak yeni adalet sisteminin önce haksızlığı, zulmü, eşitsizliği ortadan kaldırılması gerekir.

Tabi sadece yeni bir adalete değil, yeni bir anlayışa, bakışa kısacası insanlığa ihtiyaç var.

Bu yaşadığımız ağır ve çekilmez sorun ve sıkıntılardan ancak belki bu şekilde kurtuluruz.

Herkesin onurlu bir yaşam sürdürebilmesi için temel hak ve özgürlüklerin teminat altına alınması lazım.

Bütün insanların haklar açısından eşit olacağı,

Din, dil, renk ve cinsiyetinden dolayı ayırımın olmayacağı,

Savaşların, çatışmaların olmadığı güvenli ve yaşanabilir bir dünya,

Sömürü, insanlık dışı muamelelerin olmadığı,

Özel yaşama, düşünceye müdahale edilmediği bir adalete, birlikte yaşama ihtiyacımız var.

Bu başarılırsa bütün sorunlar da çözülmüş olur.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?