KAÇAK YAPILAŞMAYA NASIL BİR ÇÖZÜM LAZIM?

27-02-2020

Öncelikle şunu kabul etmek gerekir, şehrimizin kuruluşundan bu yana bir kentleşme politikası belirlenmemiştir.
Bu durum, konut açığı ve zaman içerisinde doğan çarpık kentleşmeden net bir biçimde anlaşılıyor.
Merkezi hükümet tarafından imar konusunda bir takım yetkileri tırpanlanmışsa da Belediyeler şehrin imarından birinci derecede mesuldür.
Bir şehrin imarı kentin geleceğine de yön verir.
İmar planına verilen değer, bir nevi şehre verilen değerdir.
Yıllardır şehrimizde imar noktasında ne yazık ki belli kaygı ve hesaplardan dolayı bir türlü bir istikrar sağlanmış değil.
Bu da şehrimizde sağlıklı ve nitelikli yapılaşmanın önünde büyük engeldir.
Bu engelden dolayı kaçak yapılaşmanın önüne bir türlü geçilemedi
Geçmişteki uygulama ve yaklaşımlar adeta kaçak yapılaşmayı özendirecek türdendi.
Her şeyden önce geçmişteki yanlış uygulamalardan dersler çıkarıp zaman kaybetmeden şehrin de vatandaşın da yararına olacak bir imar politikası oluşturulması gerekmektedir.
Şehrimizin sosyo-ekonomik durumu gözetilerek belirlenecek bir imar politikası eminim ki kaçak yapılaşmanın önünü de kesecektir.
Kaçak yapılar sadece çarpık yapılaşmayı değil, beraberinde niteliksiz ve riskli yapıların oluşumuna da yol açmaktadır.
bunun halka iyi anlatılması ve imar planlarının oluşumunda revize süreçlerine halkı da katıp yeteri kadar bilgilendirmek son derece önemlidir.
Her şeyden önce, herkese karşı tutumda eşitlik ilkesine uyulması gerekir.
Çünkü birine göz yumulup tolerans sağlandığında birine sağlanmadığında bu kez kontrolü sağlamak imkânsızlaşıyor.
Vatandaşların bir kısmı da imar planı noktasında kural ve nizamlara uymak yerine çıkarcı yaklaşımla işlerine nasıl gelirse öyle hareket ediyorlar.
Bu durumda yanlış uygulamalar beraberinde yanlışı doğuruyor.
Bizim, yeni bir imar planına ihtiyacımız var.
Vatandaşların, kendi arazilerinde gecekondu yaptıkları 1-2 katlı müstakil binalara da statü kazandırmalı.
Yani Belediyenin hem kısa hem de uzun vadede acil bir planlama yapması gerekir.
Şehrimizde havamania ve benzer meselelerden dolayı dört yıldan bu yana neredeyse inşaat sektörü durma aşamasına gelmiş durumda.
Nüfusun neredeyse % 70’inin geçim kaynağı inşaat sektörüdür.
İmarda herhangi bir sıkıntı yaşandığında otomatikman inşaat sektörü, dolayısı ile Batman Ekonomisi de bundan etkilenmektedir.
Havamania ve İdare Mahkemesi'nin, Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği'ndeki bazı maddelerin iptali yönünde aldığı ara karar sonrası inşaat sektörü resmen iflasın eşiğine geldi.
Bina fiyatları ve kiralar da bundan çok etkilendi.
Diğer bir önemli sorun da kaçak yapılaşmada artış sağlandı.
Belediye Yönetimi 31 Mart 2019 tarihinde iş başına geldikten sonra ilk önüne koyduğu görevlerden biri, kaçak inşaat ile mücadele oldu.
Bu noktada bir takım radikal kararlar alındı.
Bazı binaları mahkeme kararı ile yıkmaya kalkıştı ve nahoş manzaralar ortaya çıktı.
Etraflarında daha önceki dönemde mantar gibi yükselen kaçak yapıları emsal görüp bu yola başvuranların inşaatları yıktırıldı ve yaptıkları milyonluk yatırımlar bir anda heba oldu.
İlerde bu tür sorun ve sıkıntıların yaşanmaması ve kaçak yapılaşmanın önüne tümden geçilebilmesi için Belediyenin acil bir imar planı yönetim anlayışına ihtiyaç var.

Tıpkı devletin bir süre önce yaptığı gibi Belediyenin de şehrin geleceği ve vatandaşın çıkarını gözetecek imar barışını sağlayacak bir çıkar yol bulması gerekir.
Bu doğrultuda Belediyenin acil bir gerçekçi bir imar politikasına ihtiyaç bulunuyor.
Belediye iyi niyetli yöntemini geliştirdikten sonra kaçak inşaata başvuranlara o zaman acımasın tabi.
Ama bu şartlarda ve bu politikalarla kaçak inşaatın önüne geçmek sanki biraz zor gibi görünüyor.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?