KALDIRIM İŞGALLERİ VE İŞGALCİLERİ

04-08-2014

Halkın sosyal açıdan en önemli kamusal alanı açık alanlardır.

Parklar, spor tesisleri, kurumların bahçeleri, meydanlar, yaya kaldırımları en önemli kamusal açık alanlardır.

Kent ve çevre değerlerinin sahibi olan halk, tüm açık alanların da sahibi sayılır.

Öncelikle halkın daha sonra da ilgili kurumların bu alanları koruması gerekir.

Ama kentimizde durum hiç de öyle değildir.

Parklara bakıyorsun önemli bir kısmı özel sektör tarafından işletildiği için halkın ücretsiz olarak bu alanlardan istifade etmesi neredeyse mümkün değil. Özel sektörün işletmesine verilmemiş parklar ise seyyar satıcılar tarafından işgal edilmiş durumdadır.

Büfelerden veyahut seyyar satıcılardan neredeyse parklarda dolaşmak mümkün değil.

Neredeyse her taraf işgal altında.

İnanmayan varsa akşam saatlerinde Atatürk Parkına tur atsın. Bir de oraya giderken Mimar Sinan Caddesi olarak bilinen Yılmaz Güney sokağına da göz atsın. O sokak, kadın girişimciliğini güçlendirmek için tahsis edilmişti. Ancak şimdi amaç, tümü ile ticarileşti ve o bölmelerde ne tür bir faaliyet yürütüldüğünü de görsün!

Kıt ve sınırlı olan spor tesislerinin durumu ise Belediyeye ait Esentepedeki, Gençlik Spor İl Müdürlüğüne ait 19 Mayıs Yüzme Havuzları özel şahıslarca ücretli olarak işletilmektedir.

Kamu kurumların bahçelerine gelince, özellikle kamu hastanelerinin bahçeleri ve dış kaldırımları da seyyar satıcıların veya büfelerin işgalleri altındadır.

Meydanlar ve kaldırımlarda ise malumunuz dünyanın hiçbir kentinde görülmemiş oranda bir işgal söz konusundur.

Kaldırımların önemli kısmı esnaf tarafından diğer kısmı ise seyyar satıcılar tarafından işgal edilmiş.

İşgal edilmemiş cadde ve sokak neredeyse kalmamış.

Batman, esnaf ve halk ekonomik ilişkilenmesinin tümünü sokakta gerçekleştiriyor.

Bu gidişle gün gelecek sadece açık kalp ameliyatları kapalı mekânda yapılıyor olacak.

Koskoca pastane bakıyorsun tatlılarını sokakta pişiriyor, dönerci dönerini kaldırımda kesiyor, kebapçı kebabını sokakta pişiriyor, çaycı semaverini dışarı koyuyor, masalar sandalyeler, tezgâhlar daha çok dışarıya konuluyor.

Yani anlayacağınız sokak ve kaldırımları işgal etme hususunda olabildiğince geniş bir özgürlük var. 

Bu gerçekliğin farkında olan Belediye, konuyla ilgili basın açıklaması gerçekleştirdi.

Belediye Basın Birimi tarafından servis edilen haberde Belediye Eş Başkanlarının kaldırım işgallerine izin vermeyecekleri belirtiliyordu.

Kaldırım işgallerinin son bulması amacıyla oda başkanlarıyla bir araya gelen Batman Belediyesi Eş başkanları Sabri Özdemir ve Gülistan Akel, kent yaşamını olumsuz etkileyen kaldırım işgallerine son vereceklerini, önümüzdeki günlerde bu konuda çalışma başlatacakları belirtiyordu.

Geç de olsa böylesi bir çalışmanın STK ve esnaf odaları ile birlikte yürütülmesi önemlidir.

Bu çalışmanın başarıya ulaşması için birkaç öneride bulunmakta yarar görüyoruz.

Öncelikle Belediye bu çalışmanın paydaşlarını, yasal mevzuatını ve sosyal durumunu iyi bilmesi gerekir.

Maliyeden (kayıt dışı gelir) , Emniyet’ten zabıtalara kaşı zor kullanma noktasına kolluk kuvvet desteği) Tarım Gıda ve Hayvancılık Müdürlüğünden (açıkta satılan gıda maddeleri ve işletme ruhsatları sorumlusu) anlamında bu kurumların da toplantıda olması gerekirdi.   

Diğer bir mevzu da Belediyenin kaldırım ve sokak işgallerini görüntülü ve birer tutanakla kayıt altına alması gerekir.

Yani kaç seyyar satıcı cadde ve sokaklarda kaldırım işgali yapıyor ve ne kadar işyeri ne kadar alanı işgal etmiş öncelikle bu verilerin ortaya konulması gerekir.

Tabi en önemlisi de seyyar satıcıları sosyal ve ekonomik açıdan da durumlarının ele alınması gerekir.

Son olarak şunu belirtmekte yarar var, kamusal alanların işgalini sadece Diyarbakır Caddesi olarak bilinen bölgeden ibaretmiş gibi sorunu ele almamak gerekir. Bu sorun, Batmanın genelinde yayındır. Konuya geniş bir çerçeveden bakmak gerekir.  

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?