KASİS VE KORKULUKLARLA KUŞATILMIŞ BİR ŞEHİR

03-09-2018

Bu başlığı neden kullandığıma önce açıklık getireyim;

Batman, gerçekten tel örgüler, demir parmaklıklar, kasis ve bariyerlerle adeta kuşatılmış bir şehir.

Bu, normal ve olması gereken bir durum değil bana sorarsanız.

Bu gün bu yazımda canımı sıkan ve beni utandıran bu soruna etraflıca değineceğim.

Önce durum nedir ona bir bakalım;

Şehrimizde gereğinden fazla, neredeyse her sokak ve caddede, araç hızını kesmek için tümsek ve kasislerle önlem alınmış.

Buna rağmen hala belediyeye günde onlarca talep gidiyor, sokak ve caddelerde araç hızını kesecek önlemlerin alınması için…

Çoğu yerde vatandaş, kendince betondan yapma, standartlara uymayan tümsekler yapıyor.

Diğer bir taraftan da başta hırsızlık olayları ve mal ve can güvenliği için, başta, kamu kurumları, özel kontlar, işyerleri demir korkuluklar ve çoğu da ihata duvarları ve tel örgülerle güvene alınmaya çalışılıyor.

İlginçtir en büyük güvenlik önlemleri de kutsal mekânlar olan cami etraflarında alınıyor.

Çünkü camilerin bile malzemeleri çalınıp, zarara uğratılabiliyor.

Gerçekten bu tabloya insan baktığında Batman’da yaşamın çok da güvenli olmadığı izlenimini alıyor.

Kasis ve korkulularla kuşatılmış şehrimizin imajı açısından bu durum hiç de hoş değil.

Tabi bu iki sorun, her ne kadar birbiri ile ayrı konular ise de ikisinin de sebep ve sonuç ilişkisi aynı nedenlere dayanıyor.

Bana göre öncelikli neden, bilinçsizlik ve kültürel anlayış ile alakalı.

Medeniyetle ilgilidir diyebilirim ama belki bu, ağır bir hakaret olabilir.

Kimseyi kızdırıp rencide etmemek için “toplumsal yapı ile ilgilidir” dersek sanırım mevzu yeteri kadar anlaşılır.

Kasis ve parmaklıklarla kuşatılmanın ne tür zararları var, bir de ona bakmak lazım.

Özelikle kasis ve bariyerler araç sahipleri için ulaşım esnasında bir işkence.

Hız kesici önlemler, arabayı bir güzel zıplatıyor.

Böbreklerinde taş olanlar bir saat şehir içinde araçla turlasalar taşın büyüklüğü ne olursa olsun eminim ki düşürürler.

Altı alçak olan araçların birçoğu neredeyse tümseklerde askıda kalcak biçimde sürtüyor.

Araç lastiklerinin havasının sık sık azalmasının da kasis ve tümseklerden kaynaklandığını bizzat bir tamirciden öğrendim.

Rot balansa ve ön düzen ayarlarına, makas ve amortisörlere de zarar veriyor.

Engeli son anda gören araçlar fren yapınca, arkadan gelen araçlarla çarpışıyor çoğu zaman.

Buna rağmen birkaç kural dinlemez, hız yapan sürücü yüzünden hemen hemen her cadde ve sokağa neredeyse bariyer ve kasis konulmuş.

Demir korkuluk meselesine gelirsek;

Bu sorun da tümü ile güvenlikle ilgili bir sorun.

İnsanlar ve kurumlar, kendi güvenliklerini almak için demir korkuluk, dikenli teller ve beton duvarlarla kendilerini koruma yöntemine başvuruyorlar.

İş yerlerinde dekor ve dizayndan ziyade en gelişmiş koruma sistemleri için para harcanıyor.

Hemen hemen her binada, her kurumda, her kutsal mekanda ve kamusal alanda mutlaka  dikenli telden, betondan, çitten, parmaklıklardan güvenlik önlemleri göze çarpıyor.

Bu manzara gerçekten içimi burkuyor.

Birbirimizden malımızı, canımızı korumaya çalışıyoruz.

Bu da toplumdaki güvensizlik düzeyinin açık bir göstergesidir.

Araç sürücüleri neden bariyer ve kasislere gerek kalmadan hız ile ilgili kurallara riayet etmiyorlar?

İnsanlar neden dinen, vicdanen, ahlaken insanlıkla bağdaşmayan başkasının malına ve canına göz dikiyorlar?

Gerçekten anlamıyorum ve bu iki durum karşısında gerçekten utanıyorum.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?