Hasankeyf, 12 bin yıllık tarihi geçmişinde çok büyük badireler ve tehditler yaşamış.
Ancak hiçbir zaman hiçbir güç bir bütün olarak Hasankeyf’i yok etmeyi başarmamış.
Ancak şu sıralar Hasankeyf’i tümden haritadan silecek çok büyük bir bela var.
Bu bela Dicle Nehri üzerinde yapımı % 93 oranında tamamlanan Ilısu Barajıdır.
Ilısu Barajına su tutulması ve baraj gölünün dolması ile birlikte Hasankeyf antik kenti, bütün donanımları ile sular altında kalacak.
Ilısu Barajı suları altında kalacak olan tabi ki sadece Hasankeyf değildir.
Baraj gölü havzasını oluşturan 313 km 2 'lik (313 000 dekar) alanı kaplayacak canlı-cansız bütün varlıklar sular altında kalacak.
Devlet ise bu yıkıma karşı bu tehdidi algılayabilen ve karşı koyabilecek tek canlı olan insanları ikna etmek için dört bir yandan çalışmalarını sürdürüyor.
En son TBMM’de Hasankeyf ilçe yerleşkesinin taşınması ve barajdan etkilenenlerin iskânı ile ilgili bir karar alındı.
Bu kararın TBMM’de görüşülüp kabul edilmesi ile Ilısu Barajı ve Hasankeyf’i tartışmalar yeniden başladı.
Batman Sonsöz Gazetesi olarak Hasankeyf’e dikkat çekmek için Cuma günkü sayımızda “Hasankeyf’e Ses Ver” başlığı adı altında tam sayfa manşet hazırladık.
Bu çalışmamız kamuoyunda büyük takdir topladı, birçok TV ve internet sitelerinde de gazetemizin haberine yer verildi.
Hasankeyf ve Ilısu Barajının yeniden gündemleştiği bu dönemde 17 yıldır antik kentin Belediye Başkanlığını yapan aynı anda da bir Hasankeyf Gönüllüsü olarak tanınan Abdulvahap Kusen’i Cumartesi Sohbetlerinde konuk ettik.
Hasankeyf’in geçmişini ve geleceğini konuştuk konuğumuzla.
Konuşmasında hiçbir Hasankeyflinin ilçenin sular altında kalmasını istemediğini söyleyen Sayın Kusen, sohbetimiz boyunca bütün sorulara cevap verdi.
Tabi önemli ve çarpıcı açıklamaları da oldu Başkan Kusen’in.
Sahipsizliğinden, yalnızlığından ve çaresizliğinden dolayı son derece kederli günlerden geçtiğini biliyoruz Hasankeyf’in.
Elbette duyarlı her kesimin bu zor süreçte Hasankeyf’e ses ve el vermek lazım.
Ilısu Barajına su tutulması ile birlikte ciddi manada maddi ve manevi kayıplar söz konusudur.
Hasankeyf Belediye Başkanın AK Parti mensubu olması ise ne yazık ki kayıpların telafisinde hiçbir katkı ve fayda sağlamayacağa benziyor.
En basiti ilçenin yeni yerleşkesinin belirlenmesinde bile Belediye Başkanlığının görüşü alınmamış.
Hasankeyf’in kaderini belirleyecek diğer iş ve işlemler ile ilgili ilçe halkı ve belediyeyi dikkate alan da yok.
Belediye Başkanının konuşmalarından anladığımız kadarı ile yeni konutlar ve kamulaştırma ile ilgili bu güne kadar Bakanlar bile söyledikleri sözlerin çoğunu tutmamış.
Bu yüzden Hasankeyfliler bu şartlarda yeni yerleşkeye taşınmaya hiç de niyetli görünmüyor.
Devletin bütün kurumları yeni yerleşim alanında kendileri için hazırlanan yere taşındı ancak Belediye bundan direniyor.
Başkan bu direnmenin nedenini ise “Benim yanım, halkın yanıdır. Halk taşınmadan Belediyeyi yeni binaya taşımayacağız” sözleriyle açıklayarak kararlılığını ortaya koyuyor.
Ayrıca “Hasankeyf tarihini taşıyarak koruruz” söylemlerini de inandırıcı bulmuyor Başkan Kusen.
Başkanın sohbet esnasında “Benim için Hasankeyf’in üzerinde başka bir değer yoktur” sözleri ise siyasi tercihi ile Hasankeyf mücadelesini ayrı tuttuğunu gösteriyor.
Evet, Hasankeyf her ne kadar kederli olsa da Hasankeyf ve Hasankeyflilerin çıkarlarını korumak konusunda da kararlı bir duruş sergiliyor Belediye Başkanı Abdulvahap Kusen.
Umarız bu kararlı duruş, telafisi mümkün olmayan maddi ve manevi kayıpların önüne geçer.
