Her seçim sonrası ve öncesi kamu yönetim kademelerinde mutlaka görev değişiklikleri oluyor.
Şehrimizde de kurumların tepesindekiler sık sık değişiyor.
Bu değişikliklere neden gerekli görüldüğü, aslında hemen hemen herkesçe biliniyor.
Yani toplum, her değişikliğin, kamusal çıkarları korumaktan ziyade, siyasal ve bireysel hesaplar üzerinden yapıldığına inanıyor.
İlimizde, müdür değişikliği ile ilgili ilk sinyali 2-3 hafta önce basın toplantısında Ak Parti Batman Milletvekili Ziver Özdemir vermişti.
Milletvekili Özdemir “Vatandaşı memnun etmeyen, çalışmayan kurum müdürleri görevde kalmamalıdır” demişti.
Bu açıklamanın hemen ardından geçen hafta içerisinde İl Sağlık Müdürü Uz. Dr. Osman Sünger görevden alındı.
Bu değişiklikten sonra da şehrimizde birçok müdürün görev yerinin değişeceği konuşuluyor.
İddialara göre birçok müdürün görev yeri değişikliği gündemde.
Torpille gelen, torpille de gidiyor bir yerde.
Değişiklikler, genelde siyasililerin tercihi ve talebi üzerine gerçekleşiyor.
Ne kadar hak edersen et ve ne kadar emeğin olursa olsun siyasi gücün yoksa arkanda, yerin sabit kalmıyor ne yazık ki.
Böyle gelmiş, böyle gidiyor.
Valilik ve Bakanlığa bağlı kurumlarda da, okullarda da, Belediyelerde de durum hep aynı.
İktidarda hangi parti olursa olsun gelenek değişmiyor ne yazık ki.
Görevde yükselme derecesiymiş, performans ve sicil notuymuş… Hiç biri ne yazık ki tek başına kişinin hak ettiği yere gelebilmesi için yeterli değil.
Görevde yükselmek ve bir yerlere gelebilmek için mutlaka arkanızda bir siyasi gücün olması gerekir.
Hal böyle olunca da birçok müdürlük, siyasallaşıyor.
Siyasallaşmayan kamu görevlisinin ise ömrü çok uzun sürmüyor.
Tabi sadece siyasallaşmak da yetmiyor.
İl Başkanı, Milletvekili ve Siyasi Partinin diğer yetkilileri her değiştiğinde konumunu ona göre uyarlamak da gerekir.
Kendini güncellemeyenlerin, ne yazık ki koltuklarını koruma şansı pek yok.
Bakın önümüzde bir Belediye Seçimi var.
Hangi parti gelirse gelsin Belediye Müdürlüklerinin % 80’i hemen hemen değişecek.
Kuşkusuz her zaman olduğu gibi yapılacak değişiklikte kimse liyakate, dürüstlüğe bakmayacak.
Gelen her yönetici, siyaset ve kişilik olarak uzlaştığı, yakın bulduğu kişilere yetki verecek.
Ancak iktidar değişmese de milletvekili veya il başkanı değiştiğinde yetki sahibi olan kişi, kendisine daha yakın olana görev veriyor.
Aslında bu anlayış doğru bir anlayış değil.
Bir kurum müdürünün kaderinin, siyasilerinin iki dudağı arasında olması elbette doğru değil.
Bir müdüre yetki vermenin de görevden almanın da kriterleri olmalıdır.
Bu kriterler öncelikle liyakat, dürüstlük ve çalışkanlık olmalıdır.
Kamu kurumlarında çalışanların kim ki görevi ile ilgili performansını ölçüyorsa o kişi de onun görevde yükselmesine veya değiştirilmesine karar vermelidir.
Yani siyasilerin kamu çalışanlarının görevlerinin denetimi kimde ise görev değişikliğinde yetki sahibi de tabi ki odur.
Siyasilerin konumu ne olursa olsun kurumlar üzerinde tahakküm kurmamalı ve kamu çalışanlarının küçükten büyüğüne kadar görev yerini değiştirme yetkisine sahip olmamalıdır.
Doğru olan budur.
Ancak bu anlayış hakim olursa kurumlarda istikrar ve başarı sağlanabilir.
O yüzden siyasilerin kamu kurumlarda değişikliklerle uğraşmak yerine, şehrin gelişimine, kalkınmasına ve mevcut sorunların çözümüne zaman ayırmaları daha faydalı olur.
