MALABADİ DİYARBAKIR’IN OLSUN

06-07-2020

Herhangi bir tarihi ve kültürel mirasın vatanının neresi olduğu benim nazarımda pek önemli değildir.
Meseleye evrensel bir perspektiften baktığımdan dolayı bir eserin hangi coğrafyada yer aldığına bakmaksızın insanlığın ortak mirası olarak bakıyorum.
Ama her şeye rağmen insan, yaşadığı coğrafyanın, ilin, ilçenin, mahallenin ve köyün her tür zenginliklerinin olmasını ister.
Hele hele benim gibi değerlerine sahip çıkan, koruma gayreti verenler daha bu tür zenginlikleri daha çok isterler.
Şehrimiz yeraltı ve yerüstü birçok zenginliğe sahiptir.
Şahsen ben bu zenginliklerin koruması, tanıtılması, insanların bundan daha fazla istifade etmesi için görev ve sorumluluklarımı yerine getirdiğime inanıyorum bu güne kadar.
Bu hayal ve inançla bu güne kadar yaşadığım şehrin en yüksek ve ücra köşesi olan Mereto Dağına kadar çıktım.
Diyebilirim ki evliya çelebi gibi adım adım her yerleşim alanını, dağını ovasını, nehrini dolaştım.
Sahiplendiğim, koruyup tanımaya çalıştığım bu eserlerden biri de hiç kuşkusuz Malabadi Köprüsüdür.
Kaç fotoğrafını çektim, kaç haberini yaptım, kaç turist kafilesi götürdüm sayısını bilmiyorum.
Anlayacağınız üzerime ne sorumluluk düştüyse şahsen görevimi en iyi şekilde yaptığına inanıyorum.
Yine söylüyorum;
Batman sınırları içerisinde, Diyarbakır sınırları içerisinde olmasından ziyade dünyadaki en büyük taş köprü özelliğine sahip bu tarihi ve kültürel mirasa karşı görev ve sorumluluğumu yerine getiriyorum, bu yüzden nereye ait olduğu mevzusu çok da önemli değil benim için.
Ama yaptığım araştırmalara göre bu köprünün gerçek ismi Batman Köprüsüdür ve Batman da ismini buradan almıştır.
Dolayısı ile normalde Batman idari sınırları içerisinde olmasından dolayı, Batman’a bağlı olması gerekir.
Ama Diyarbakırlı illa da “Malabadi bizimdir, sınırlarımız içerisinde yer almalıdır” diyor.
Bu polemik geçtiğimiz günlerde basına da yansıdı.
Silvan’a bağlı Malabadi Mahallesi Muhtarı Kasım Turan, basına yaptığı açıklamada “Batmanlılar bunu sahiplenmek istiyor, neye dayanarak bunu söylüyorlar anlayamadım. Köprü Silvan sınırları içindedir, Silvan da Diyarbakır'a bağlıdır” çıkışını yaptı.
Yine Malabadi Köprüsünü sahiplenmek adına Diyarbakır Ticaret Odası Meclisi geçtiğimiz günlerde bir heyetle köprüye ziyaret gerçekleştirmişti.
Aynı şekilde Diyarbakır Turizm İl Müdürlüğü ve Silvan Kaymakamlığı da Malabadi’ye sürekli tanıtım ve turist çekme arayışındadır.
Diyarbakır birçok tarihi ve kültürel değeri olan esere sahiptir.
Tarihi açıdan kadim bir kenttir.
Sahip oldukları hazineyi sahiplenmeyi ve korumayı başarıyorlar.
Peki, biz Batmanlılar tarih ve kültürel mirası korumada, tanıtmada ve sahiplenmede yeteri sorumluluğa sahip miyiz?
Çok sanmıyorum doğrusu.
Şayet öyle bir iradeye sahip olsaydık insanlığın ortak mirası, UNESCO’nun Dünya Kültür Miras Listesindeki 12 kritere sahip Hasankeyf’i sahiplenirdik, sular altında kalmasına müsaade etmezdik.
Hasankeyf’e yeteri kadar sahip çıktık mı?
Tabi ki hayır.

Malabadi’ye bu güne kadar yeteri kadar sahip çıkıp UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesine alınması için uğraş verdik mi?
Ona da hayır.
Bu nedenlerden dolayı Malabadi gibi eşsiz bir eserin sahipsiz kalmaması için ve hak ettiği değeri görmesi için önerim Diyarbakır’a bağlı olmasıdır.
Çünkü sivil toplumları ve kurumları ile onlar buna fazlası ile hak ediyor.
Çünkü Hasankeyf’in yaşadıklarından sonra ben ciddi anlamda Batman’a karşı bir kırılganlık yaşadım.
Bari Malabadi Diyarbakır'a bağlansın ki onun değerini bilen ve sahiplenen emin ellerde olsun.  

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?