MELEKLERE NASIL KIYDINIZ?

04-07-2018

Art arda uğursuz haberler geliyor bu ara.

En ağırı, en yaralayıcısı, en öldürücüsü de kız çocuklarının kayıp olması ve sahip çıkmadığımızdan kaynaklı ihmalden ölüm haberleri...

“Ara sıra yazılarını okuyorum” diyen okurum soruyor;

“Niye bu konuda bir şeyler yazmıyorsun?”

Gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Hatice Türkan “biliyorum art arda yaşanan çocuk ölümleri için yüreğin kanıyor neden sessiz kalıyorsun ?” diye soruyor.

Ne diyeyim ki bu vahşet karşısında?

Şehvetleri, kinleri, nefretleri için her şeyi yapan vicdansızlar şimdi meleklere de kıyıyor.

Bu utanç, bu barbarlığı hangi söz, hangi yazı ile dile getirebilirim ki?

Kimse kimseyi kandırmasın;

Çocuklar bu şekilde öldürülüyorsa dünyanın gidişatı gidişat iyi değildir.

Gittikçe artan bu iğrençlikler, toplumsal bir çöküşün belirtileridir.

Çürümenin, insanlığın yok oluşunun habercisidir.

Böylesi zor bir dönemde söyleyecek söz bulmak, yazacak kelimeleri sırlamak zordur.

Beynim duruyor, kelimeler boğazıma düğümleniyor.

Nefes alamayacak, boğulacak gibi oluyorum.

Ama “sen yinede bir şeyler yazmalısın” diyor ara sıra yazılarımı okuyan okurum.

Uzun süredir umutsuz ruh halimi bilen Hatice Türkan “bu vahşet karşısında sessiz kalmamalısın” diyor.

Elbette haklıdırlar.

Çünkü susmamak lazım böyle durumlarda.

Hangi vicdan sahibi, susabilir ki?

Susmadım da…

Bir şey olmamış gibi uyumadım da günlerdir.

Acıdan, üzüntüden bir süredir yüreğim paramparça.

Nasıl olmasın ki?

Önce meleklerden Eylül’ün tecavüz edilerek öldürülüşü, sonra da Leyla’nın acı haberi.

Canavarlar, masum çocuklara kıyıyorlar.

Meleklerimizin kolunu kanadını kırıyorlar.

Ne yazık ki koruyamıyoruz çocukları,

Sapıkların pis duygu ve barbarlıklarından…

Bu yüzden hepimiz suçluyuz.

Tepkisizliğimiz, çaresizliğimiz karşısında hayatın en temiz canlarına kıyacak kadar cesaretleniyor caniler.

Koruyamıyorsak canilere karşı meleklerimizi, o zaman dünya var olmuş, olmamış ne yazar.  

Ama Hatice Türkan ve ara sıra yazılarımı okuyan okurum, yakamı bırakmadılar.

Biri “yaz”

Biri de “susma” dedi.

Şimdi ne desem yetmeyecek bu acı karşısında.

Çünkü biliyorum bu acının tarifi mümkün değildir.

Ne desem, ne yazsam az gelecek.

Hep eksik kalacak.

Gerçekten yaşananlar utanç verici.

İnsanların, büyüdükçe canavarlaştığı bir dünyada yaşıyoruz.

Birbirini öldüren en acımasız yaratık insan olmuş. 

Dünyanın en temiz melekleri olan çocukları da öldürecek kadar vicdandan, merhametten yoksunlaşmışlar.

Hani insanlar üstün yaratılmıştı?

Hani yaratıkların en zekisiydi?

Üstünlük, zekâ bu mudur?

Bunca vahşeti birbirine yaşatan, insanın kendisi değil mi?

Doğayı yok eden, talan eden, kirleten de o değil mi?

Gerçekten bazen insanlığımdan iğreniyorum?

Ara sıra yazılarımı takıp eden okurum ve Gazetemizin Genel Yayın Yönetmeni Hatice Türkan’a soruyorum;

“Şimdi anladınız mı bu yaşan iğrençlikler ile ilgili neler yaşadığımı ve düşündüğümü?”

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?