MİLLETVEKİLİ İPEKYÜZ KADAR KEŞKE SİZ DE ANLAMIŞ OLSAYDINIZ!

24-03-2019

Gönüllü olarak verdiğim hak temelli mücadeleyi asla ve asla bir kahraman olarak görünmek, bunun karşılığında maddi çıkar elde etmek veya isim yapmak için yapmadım.

30 Yıllık bu mücadelemde sadece ve sadece hakikatin peşinden koştum, koşmaya devam edeceğim de…

Bunun karşılığında maddi ve manevi bedeller ödedim.

Bundan dolayı asla ve asla ne geçmişte ne de bu gün bir pişmanlık duymadım.

İyi ki de bu yolu seçmişim diyorum.

Gönüllü olarak çalıştığım, en çok önem verdiğim mücadelelerimden biri de çevre gönüllülüğüydü.

Çatısı altında bulunmakta büyük guru duyduğum Batman Çevre Gönüllüleri Derneği ile yolum, kuruluşundan 2 sene sonra kesişti, yani 2004 yılında.

O dönemden bu yana dernekte adeta bir hamal olarak çalıştım.

Yıllarca yöneticilik yaptım, son 6 yıl boyunca da başkanlık yaptım.

Üye arkadaşlarım ve öncelikle de şu an başkan olan kadim dostum Hasan Argünağa çok istemesine rağmen başkanlık görevine tekrardan aday olmadım.

Başkan olduğum dönemde derneğimizin birçok çalışması oldu.

Doğaya kim zarar verdiyse, kim kirlettiyse, ağaçlara kim kıydıysa karşısında durduk.

Bizim gibi gönüllü olanlar biraz duygusal oluyorlar.

Toplumsal meselelere aşırı duyarlılığım da buradan geliyor.

Çevre Derneği’nde görevim sona ererken de emeğimin karşılığında ödüllendirilmeyi beklemiyordum hiç kimseden.

Ama yeri geldiğinde çabalarımızı, fedakârlıklarımızı ve özverimizin eleştirildiği kadar takdir edilmesini de isterim doğrusu.

Derneğin her aktif üyesinin, en az benim kadar şehrimizdeki çevre mücadelesinde emeği vardır elbette.

Takdir edilmeyi ve teşekkürü hepsi de fazlası ile hak ediyor.

Bizim gibi gönüllük temelinde çalışanlar için en büyük güç, moral ve motivasyondur.

Haklar ve yaşam için mücadele ettiğimizden dolayı beklentimiz de sadece bu yöndedir.

Sadece yaptıklarımızın görünmesi ve bir teşekkürdür bizim beklediğimiz.

Bu teşekkürü de daha çok siyasilerden, bu kenti yönetenlerden, en çok da değerlerini ve yaşamlarını savunduğumuz halkımızdan bekliyoruz.

Bu desteği yeteri kadar görmedik ne yazık ki.

Çevre Derneğinde başkanlık görevim bittikten sonra hiç kimse ‘bunca senedir çalıştın, didindin, yoruldun, maddi ve manevi kayıplar yaşadın, risk aldın, bu kentte yaşayan her bireyin yaşamına olumlu bir şekilde katkı sunacak çalışmalar yaptın emeklerin için teşekkür ederim’ demedi.

Tabi bir tek kişi hariç. 

Diyarbakır da yıllarca hekimlik yapan ve bizim gibi sivil toplumculuktan geldiği için meramımızı en çok anlayan HDP Batman Milletvekili Necdet İpekyüz, yaptığımız çalışmaların önemini bilen biri olarak, Çevre Derneğinde başkanlığı devrettikten sonra beni arayıp, emek ve hizmetlerim için teşekkür etti. 

Sayın İpekyüz, milletvekili olduktan sonra beni ve derneğimizi tanıma fırsatı buldu.

Kısa sürede de ne kadar önemli hizmetler yaptığımızı anlamış olacak ki beni arama gereği duyduğuna inanıyorum.

30 yıldır sivil toplumculuk yapıyorum.

Üstlendiğim her görevi en iyi şekilde tamamladığıma inanıyorum.

Ama Sayın İpekyüz’ün beni arayıp teşekkür ettiği tarzda kimse aramadı.

 

Sayın İpekyüz beni aramasaydı, öyle teşekkür ve takdir edilmeye alışık olmadığım için ‘acaba neden beni ve kimse aramadı?’ diye belki de hayıflanmayacaktım.

Ama sayın vekil aradıktan sonra üç farklı duyguyu bir arada yaşadım.

Bir anda hem üzüldüm hem sevindim hem de içerlendim.

Ama en çok da verdiğimiz bu kutsal sayılacak uğraşların ne kadar önemli olduğunun yeteri kadar farkında olunmadığına üzüldüm.

Bırakın teşekkürü, birçok kişi utanmadan benim gibi hiçbir gizli ajandası ve hesabı olmayanlar hakkında zaman zaman ileri geri konuşuyorlar.

Emeklerime karşılık olarak beni karalayıp itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar.

Bu ara bazı gereksizler yine atıp tutuyorlar hakkımda.

Neymiş efendim, HDP döneminde Belediyeden kaynaklı çevre sorunlarına karşı aktif bir şekilde muhalefet ederken, kayyum döneminde sessiz kalmışım.

Yalanınızı yesinler yalanlarınızı.

Kayyum döneminde de HDP döneminde de Belediyeden kaynaklı çevre sorunların aynı içtenlik ve cesaretle üstüne giden tek sivil toplum örgütü, Çevre Gönüllüleri Derneği olmuştur.

Kimden kaynaklanırsa kaynaklansın her koşulda çevreye zarar verenlere göz yummadık. Canımız bile tehlikeye atarak mücadele verdik.

Özellikle darbe girişiminden sonra neredeyse Batman’da sivil toplum örgütlerinin çoğunluğu kabuğuna çekilirken, sadece biz alanlardaydık.

İluh Deresindeki kirlilik, Tüpraş’tan kaynaklanan gazlar, petrol üretimi esnasında oluşan kirlilik, tehdit altındaki ormanlık alanlar, 16 Mayıs Şehir Stadının yerinin betonlaşmaması için onlarca basın açıklaması yürüyüş ve protesto eylemi gerçekleştirdik.

Bu gün beni eleştirenlerin hiç birinin gıkı çıkmıyordu o sıralar, ortalıkta da görünmüyorlardı. Bir avuç gönüllü arkadaşlarımızla çok zor koşullarda bu mücadeleyi verdik.

Şimdi çıkmış, derneğimizi ve beni eleştiriyorlar. 

İyi niyetli her türlü eleştiri başımız gözümüz üstüne.

Derneğimizin kuruluşundan bu yana elbette yetmezliklerimiz, eksikliklerimiz olmuştur.

Gücümüzün önlemeye yetmediği ve çevreye zarar verdiğine inandığımız projeler hayata geçmiştir.

Karşı çıkmamıza rağmen engel olamadık ama var gücümüzle, samimiyetle mücadelemizi her şartta sürdürdük ama buna rağmen çabalarımı görmezden gelip, haksız yere eleştirmek doğrusu beni ve arkadaşlarımızı üzmektedir.

Beni eleştirenlere tavsiyem;

Önce aynanın karşısına geçip beni eleştirdikleri konularda kendileri ile yüzleşsinler.

Bakalım benim gibi başı dik bir biçimde aynaya bakabilecekleri mi?

Bu zavallılara bir şey demiyorum, sadece şunu söylüyorum;

Keşke Milletvekili İpekyüz’ün verdiğimiz hak temelli kutsal çevre mücadelesinin önemini anlayıp bildiği kadar keşke siz de anlamış olsaydınız.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?