OSMANLI’NIN YOLU KÜRDİSTAN’DAN GEÇİYOR!

28-01-2016

Gerçek imparatorluklar hiçbir zaman ölmez!
Küçülür, dağılır, kabuk değiştirirler ama mutlaka geride bir miras ve mirasçı bırakırlar.
Birinci kuşak olmasa, ikinci veya üçüncü kuşakta ki mirasçılar, mutlaka o miras sandığını açar, içine bakarlar!
O mirasa bakmak çok kolay değildir. Önce bakacak yürek, sonra sandığı kaldıracak bilek lazım. Sonrada o sandığı sırtlayacak semirtilmiş binekler…
Konu açık!
Osmanlı ölmedi!
Sevenler, özleyenler bir umut beklerken, korkup nefret edenler ise her zaman endişe ve korku içinde yaşadı…
Son zamanlarda bu korku ve endişeler depreşti. Paranoyaya dönüştü!
Uyandı, geldi, gelecek, oldu, olacak…
Aslında çok da haksız değiller! Osmanlıyı bekleyenler hep egemen güçlerin sömürge tahtlarını kurdukları coğrafyalar… Böyle bir iklimin oluşması, bu tahtaları ciddi manada sarsacaktır.
Böyle bir ihtimal var mı?
Korku varsa, ihtimal de var!
Bunun ilk adımları bence çoktan atıldı. Bu coğrafyalarla, ekonomik, kültürel,  sosyal ve siyasal ağlar güçlendirildi. İçerde bir istikrar sağlandı. Bazı isimler zikredilmeye başlandı.
İş fiziki değişiklik boyutuna gelince, birileri de fiziki müdahaleye başladı.
Fiziki sınırlar denince, tabi ki akla ilk Misak i milli sınırları yani Musul ve Kerkük geliyor. Sultan Abdulhamid Han tarafından özel bir korumaya alınan Milli Mücadele aktörleri tarafından da kırmızıçizgi ilan edilen bu bölge, maalesef savaşta olmasa da masada İngilizlere teslim edilmişti.
Bugün Misak i Milli ruhunun canlandırılmaya çalışılması, yapılan görüşmelerin meyvesi ve oluşan bazı hareketlilikler, birilerini ziyadesiyle rahatsız etti.
DAİŞ’in hâkimiyetindeki Musul ile Barzani yönetiminde ki Kerkük (?) tabiri caizse son yıllarda tam bir buhran yaşadı. Herkesin üzerinde derin hesaplar yaptığı topraklar kimseye yar olmadı.
Herkes oyununu oynarken, Türkiye’de asıl mirasçı sıfatıyla kartlarını açtı.
Herkesin hem düşman ilan edip hem destek verdiği DAİŞ’te, İran Şiilerinin güdümündeki Irak iktidarı ile ABD arasında sıkışan Barzani de buranın kalıcı sahipleri olamayacaklarını biliyorlardı.
Bunun içinde Türkiye, Barzani’ye bir teklif sundu. Dedelerinin katili olan İran hâkimiyetinde ki Irak yönetimiyle, DAİŞ’e, YPG’ye ve kullanılabilecek herkese kaynak sağlayan ABD’ye güvenemezsiniz.
Topraklarınızın altında ki kaynakları da onlara pay vermeden satamazsınız.
O zaman gelin “Büyük Kürdistan’ı beraber kuralım”, Irak, Suriye ve Türkiye de Kürdistan diye anılan yerleri tek bir çatı altında toplayıp, yönetimini de size verelim…
Bu teklif her iki taraf içinde çok mantıklıydı. Türkiye yıllardır bedel ödediği Kürt sorununu çözecek. Ecdadının mirası olarak gördüğü Musul Kerkük dolaylı da olsa kendisine bağlanacak, sınırlarını güçlendirip, Ortadoğu hâkimiyetini pekiştirecekti.
Barzani ise hiçbir zaman anlaşamadığı Merkezi Irak hükümetinden kurtulacak. DAİŞ, İran ve diğer grupların tehdidinden kısmen kurtulacak.
Yeraltı kaynaklarını özgürce satabilecek. Yaklaşık bir asırdır birleştirilmek istenen Kürdistan topraklarının büyük bölümü bir araya toplayacaktı…
Bunun karşılığında Irak ve ABD’ye vereceği payları ve hesabi Türkiye’ye verecekti.
Bu da ona zor gelmedi. Çünkü Ortadoğu halklarının tümü, Türkiye’yi hala Osmanlının varisi ve hilafetin sahibi olarak görüyor. Bunun için de bu teklif, her iki taraf içinde oldukça makul görünüyor.
Ama bu makul teklif bölgeden nemalanan dış güçler ve PKK için büyük bir tehditti!
Bu girişim, Osmanlının kılıcının yeryüzüne çıkarılması olacak, içerideki en büyük nifak sönecek, enerji de dışa bağımlılık bitecekti.
Bu birilerine hiçte hoş gelmedi!
Onun için hendekler kazıldı!
Boru hatları sabote edildi!
Turizm baltalandı!
Biz yüzyıldır uyuyamıyoruz belki ama artık onlarda uyuyamıyor! Türklerle Kürtlerin birleşmesi Osmanlının en güçlü ayağıydı.
Bu ayağı bağlayanlar, bu bağın açılmasını dehşetle izliyor, sabotajlarını artırıyor...
İnşallah sömürgecilerin korkulu rüyası olan Kürdistan da Haçlıların kâbusu olan Osmanlı da fiili olarak sahaya iner.
İnmeden önce de Osmanlı’nın bir Türk imparatorluğu değil, halifeliğin sahibi, Müslümanların birlikte huzur içinde yaşadığı, gayri Müslimlerin adalet bulduğu, cihanşümul bir imparatorluk olduğunu deklere etmesi gerekir.
Biz bir olalım, gavurların tümünün bir olmasının hiçbir ehemmiyeti kalmaz!
ABD, Rusya ve İsrail’in bu Kürdistan projesinden ciddi rahatsızlık duyması çok normal!
Ama bazı Kürtlerin Büyük Kürdistan’dan rahatsız olması tuhaf…
İyilerin kazanıp, kötülerin kaybettiği yarınlar dileğiyle, sağlıklı ve mutlu kalın…

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?