ÖZERİKLİK İNŞAASI MÜMKÜNMÜ?

31-07-2014

DEP, HADEP, DEHAP, DTP ile başlayan 15 yıllık siyasal Kürt hareketinin belediyeciliğinin en büyük hedefi toplumsal alanın inşası ve ekonomik hayatın düzenlenmesi olarak belirlenmiştir.

15 yıllık belediye pratiğine bakıldığında hedef noktasında başarısızlıkları net bir biçimde görülmektedir.

2014 Yerel seçimlerinin en büyük sloganı olan “demokratik özerklik”  söylemine bakmayın siz, 15 yıllık süreçte “demokratik özerkliğin” altyapısını oluşturacak toplumsal ve siyasal bir başarıdan söz etmek mümkün değildir.

Yerel yönetimler deneyimi 2009’den buyana DEP ile başlayan Kürt siyasi hareketinin bölgede kazandığı Belediye sayısı hep 70 ile 100 arasında olmuştur.

Her seçim döneminde mutlaka öz yönetime ilişkin bir vaad veya söylem vardı. 

Ancak; 15 yılık süreçte kendi yönetim modellerinde örnek olabilecek önemli bir başarıları yokken farklı siyasi partilerin belediyelerinden onları farklı kılabilen toplumsal alan inşasında bir çakıl taşı kadar etki edebilecek.  “Newroz kutlaması ve o günün resmi tatil sayılması, çift eşlilerin işe alınmaması, Eş başkanlık” gibi birkaç farklılık göze çarpmaktadır.

Bu güne kadar yerelin şartları ve bölgeler arası farklılıklar gözetilmeden seçimlerde parti genel merkezinin hazırladığı seçim beyannameleri ile hareket edilmektedir.

 2014 seçimlerde de bu yöntem tekrar edildi.

Yerel için proje üretmek yerine geçen seçimlerde olduğu gibi, ülkenin idari yapısına ilişkin  söylem” vaadi dillendirildi.

Bunun inşasının yol ve yöntemleri nelerdir henüz netlik kazanmış değil.

Ancak Belediyelerdeki dağınıklığa ve hizmet anlayışına bakıldığında hayal edilmesi bile güç olan bir yönetim modelinin bu şartlarda popüler bir yaklaşımdan başka bir şey olmadığını 5 yıl sonra hep beraber göreceğiz.

Kentlerde oluşan, yoksulluk, madde bağımlılığı, sınıfsal ayırım daha çok 15 yıllık süreçte gelişirken BDP’li belediyeler tam yetki ile Kürt bölgelerinde yerel yönetimleri yönetiyordu.

Bu sıraladığımız can alıcı 3 sorunu özerkliğe geçmeden de projeler üreterek çözebilirdiler.

Ellerini kollarını bağlayan mı vardı?

Diğer bir sorunda BDP siyasi anlayışında eleştiri yapanlara karşı uygulanan ötekileştirme ve ayırımcılıktır.

Örneğin Batman yerel medyasını BDP ve Belediyeler ancak işleri düştüğünde dikkate alır ve ilişkilenir.

Onun dışında fikirleri, eleştiri, önerileri kesinlikle dikkate alınmaz.

15 yıldan vazgeçtik son 4 aydır eş başkanları ve onların bünyesindeki birim müdürlerinin kaçı basında yer alan lehte veya aleyhte bir haber veya köşe yazısı için aradılar veya yazdıklarını dikkate aldılar.

Batman belediyesi 4. dönemdir BDP anlayışı tarafından yönetilmektedir. Yeni yönetimin de görevi devir alalı 5 ay oldu neredeyse.

5 aydır hala işler rayına oturmadı.

Belediyenin önündeki öncelikler nelerdir, yaz bitecek neredeyse bırak yol asfaltlamalarını altyapı çalışmalardan köstebek yuvasına dönen çukurlar neden yama sistemi ile kapatılmıyor bilinmiyor.

En basiti 15 yıldır kentte bir temizlik kültürü geliştirilememişse ve en çok bu iş için kafa yorulup para harcanıyorsa demek ki ortada bir başarısızlık var.

Bu başarısızlığın en büyük nedeni de deneyim ve kadrolaşma noktasındaki istikrarsızlıktır.

Batman Belediyesine bakın beş yıldır aynı görevi yürüten bir başkan yardımcısı, fen, su, İmar, Temizlik müdürü var mıdır? 

Tabi ki yok. En önemli görevlerde bulunan kişiler tam deneyim kazanmışken bakıyorsun hemen görev yeri değişmiş.

Bu dönemde aynı yaklaşım söz konusu.

Bu dönem BDP’li tüm belediyelerde uygulanan Eş başkanlık ise 4 aylık dönem için değerlendirildiğimizde Belediye çalışmalarına kente, karar sürecine ciddi anlamda bir kazanımı olmadığını görmekteyiz.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?