Yazıya başlamadan önce bir noktaya açıklık getireyim.
Bir kere bu bir reklâm ve ısmarlama yazı değildir.
Takipçilerim iyi bilirler, yazılarımda öyle yalaka, yağcılık yoktur.
Bu yazıyı yazamam, tümü ile bir hakkı sahibine teslim etmek maksatlıdır.
Bu gün değinmek istediği mevzuya gelecek olursak;
Adını bu şehri var eden bir yeraltı kaynağından alan bir işletme, ciddi anlamda markalaşma yolunda.
“Batman’ın bir markası yok” diye hep söylenip yakınırız ya, bu gidişle Petrol Fırın ve Cafe şehrimize bir marka kazandıracak.
Bir sosyal sorumluluk projesi kapsamında şehrimizde faaliyet gösteren Petrol Cafe ve Fırın İşletmelerinin Sahibi Veysi Boran’ı arayarak ziyaret etme talebimi ilettim.
Olumlu yanıt aldıktan yarım saat sonra görüşmemizi gerçekleştireceğimiz Organize Sanayi Bölgesindeki Petrol Fırın Üretim Merkezinin yolunu tuttum.
İşletmenin kapısından girer girmez bahçedeki botanik bahçe görüntüsü, karşılaştığım düzen ve temizlik dikkatimi çekti.
Çalışma odasında kısa bir görüşme yaptığım İşletme Sahibi Boran, bize tesisi gezdiriyor.
Her adımda düzen, temizlik ve sistemli bir çalışma dikkatimi çekiyor.
Batman’da altı şubesi olan Petrol Cafe –Fırınlar’ın tüm ürünleri burada imal ediliyor.
Bir taraftan aşure kokusu, bir taraftan taze ekmek kokusu.
Etrafta beyaz önlükle dolaşan boneli ustalar.
Baklava hamurunu şemsiye gibi elleri ile açmaya çalışanlar.
Hummalı ve özenle yapılan bir çalışmanın içinde buluyoruz kendimizi.
Gıda mühendisleri ve usta aşçıların kontrollerinde öyle titiz bir çalışma yapılıyor ki, “kaliteden kısarak daha çok ne kadar kazanç sağlarız” düşüncesinden ziyade “biz nasıl sağlıklı ve lezzetli bir üretim sağlarız” arayışındalar.
Petrol Cafe –Fırınlar’da toplam 250 personel istihdam ediliyor.
İşsizliğin yoğun olduğu şehrimize bu alana da önemli bir katkı sunuyor.
Veysi Bey ile görüşmemizin nedeni, bir sosyal sorumluluk projesiydi aslında. Ancak sosyal, ekonomik ve çevre açısından Petrol Cafe-Fırın’dan öğrenilecek artılarının da olduğunu gördüm 40–50 dakikalık görüşmememiz esnasında.
Üretim merkezi ve cafelerde öyle düzenli bir atık yönetimi kurulmuş ki sistemlerine hayran kaldım.
Et, ekmek gibi atıklar bir yerde toplanıp, sokak ve barınaklardaki hayvanlara yiyecek olarak yollanıyor.
Bahçede 5 ayrı geri dönüşüm sistemi kurmuşlar.
Kâğıt, metal, cam, tahta ve plastikler ayrı ayrı toplanıp, sokakta atık toplayıcılarına veriliyor.
Atık yağlar atık bidonlarda toplatılıp beyan sistemine işlenerek Bakanlık tarafından yetkilendirilmiş firmaya teslim ediliyor.
Basın yayın alanında biri olarak, Petrol Cafe-Fırın’ın, ilimizin reklâm ve tanıtımını, bu güne kadar bildiğimiz klasik yöntemlerle yaptığına şahit olmadım.
Bu kadar çok yatırım yapacaksın ama reklâm yapmayacaksın, bu insana tuhaf geliyor ilk başta.
Ama üretim işletmesini gördükten sonra reklâm ve tanıtımını nasıl sağladığını anladım.
Reklâmın en iyisi, bir firmanın kalitesi, istikrarı ve ciddiyetidir.
Petrol Kafe-Fırının, bunu en iyi şekilde yaptığını gördüm ve inandım.
Bu duruşu ile Petrol Kafe-Fırın, en iyi reklam yöntemi ile de kendini tanıtıyor ve gün gittikçe müşteri potansiyelini artırıyor.
