ŞEHİR İÇİNDEN PETROL ÇIKARILMASI DA NEYİN NESİ?

20-05-2019

Petrolün ilk bulunduğu bir şehirde yaşıyoruz.

Siyah altın olarak değerlendirilen petrol gölü üzerine kuruludur Batman.

Bu yüzden Türkiye sınırları içerisinde en çok petrol üretimi de şehrimizde gerçekleşiyor.

Sahip olduğu zenginlikten yola çıkarak Petrol Kent diyorlar şehrimize.

Petrolün diyarı diyen de oluyor.

Yani Batman deyince akla petrol, petrol deyince akla Batman geliyor.

Logomuzda, tarım ve tarihi simgelerin yanında atbaşı olarak tabir edilen ve petrol çıkarmada kullanılan pompa da var.

Gece gündüz demeden pompalar yeraltından petrol çıkarıyor.

70 yıldır dört bir yanda, her gün petrol fışkırır şehrimizde.

İlk petrol, 1940 yılında Raman Dağında 1048 metre yerin altından çıkarılmış, o günden beri en kıymetli yeraltı zenginliği olan petrol kuyusu sayıları habire artıyor.

Petrol üretimindeki artışın ülke ekonomisine sağladığı kâr oranı arttıkça her ne hikmetse şehrimize olan faydası azalıyor.

Siyah altın hazinesi olan şehrimizde yoksulluk ve işsizlik, en büyük sorundur.

Bize petrolün daha çok çevreye verdiği zararları kalıyor.

Petrol kıymetlenip değerlendikçe de petrol üretiminde sınır tanınmıyor.

Mera, tarım, arazisi, ormanlık alan demeden nerede petrolün izine rastlanılsa, hemen sondaja başlanıyor.

Sismik aramalarında petrolün izine rastlanınca Türkiye Petrollerinin Taşeron Şirketi TPİC, hemen sondaj için işe koyulur.

Bu ara TPİC, şehrimizin yanı başında hummalı bir şekilde yeni bir petrol kuyusu açmak için sondaj çalışması yürütüyor.

Şayet elde edilen bulgulardan olumlu sonuca varılırsa yakında belediye sınırları içerisinde petrol üretimine başlanacak.

Şimdiye kadar şehir merkezine en yakın petrol pompası, yaklaşık 5 km uzaklıktaydı.

Tılmerç Mahallesi Özel Hareket Merkezi ve Emekli Toki Konutları arasında hummalı bir şekilde sürdürülen petrol sondaj çalışması tamamlanırsa petrol kokusu ileriki günlerde daha yakından hissedilecek.

Mahalle sakinleri ve çevreciler, şehrin içinde petrol üretimi yapılmasından dolayı endişelerini dile getiriyor.

Kaygılarında haksız da sayılmazlar.

Nihayetinde faaliyete geçecek olan kuyudan gül suyu çıkarılmayacak, petrol sondajı ve üretimi esnasında ne kadar özen gösterilse de bir kirlilik oluşacaktır.

Binlerce metre derinlikteki petrolün çıkarılması ve nakliyesi, basit bir işlem değildir çünkü.

Ne kadar tedbir alınırsa alsın, gerek sondaj esnasında, gerekse üretim ve nakliye esnasında çevreye bir takım zararlar verilecek  

Özel Hareket Amirliği mensupları olmak üzere civardaki yerleşkelerden, henüz sondaj aşamasının başında şikâyetler gelmeye başladı bile.

Şehir çerisinde petrol üretiminin vereceği zararlar ve rahatsızlıktan endişeliler.

Çünkü hem gürültü hem görüntü hem de sondaj ile birlikte oluşacak atık kirliği, mahalle sakinlerini rahatsız edecektir. 

Şayet sondaj, başarı ile tamamlanırsa ve üretime başlanırsa o civarda yaşayan insanların rahatsızlıkları ilerde daha da artabilir.

Meseleye nereden bakılırsa bakılsın ve gerekçe her ne olursa olsun, şehir yerleşim alanlarının içerisinde petrol üretiminin yapılması doğru değildir.

Bu tür kararlar verilirken sadece ekonomik kazançlar gözetilmemelidir.

Halkın huzuru ve sağlığını da hesaba katmak gerekir.

Petrol sondajı çalışmasının sürdüğü yer, her ne kadar şu anda şehrin bitişik noktası gibi görünüyorsa da bir kaç sene sonra bu alanların hepsi yerleşim alanı olacaktır. 

Hem şehrimizin dört bir yanında binlerce petrol pompası ile üretim yapılıyorken, şehir içine kadar petrol üretimini indirgemek de doğru değildir

Henüz işin başındayken yetkililerin şehir içinde petrol çıkarma kararını bir kez daha gözden geçirmeleri gerekir bence.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?