İşsizlik ve yokluğun dip yaptığı şehrimizde diğer bir yandan araç sayısı ile insan sayısı eşitlenecek bir durum söz konusu.Yaşadığımız şehirde anlamadığım bir mevzu da şu;
İşsizlik, fakirlik varsa peki bu kadar araç neyin nesi?
Hem de çoğu son model ve her biri 50 bin TL’nin üzerinde bir değere sahip.
Batman’da kaç aracın olduğu zaman zaman Trafik Müdürlüğü tarafından açıklanıyor.
Bu rakamlara göre Batman’da kişi başına düşen araç sayısı, diğer şehirlerle kıyaslandığında ülke standartların çok çok üstünde.
Ancak açıklanan sayının en az dörtte biri kadarının başka illere ait plakalı araçlar olduğu mevzusu da var.
“Batı illerine aracımla seyahate gittiğimde Batmanlı olduğum bilinmesin, sıkıntı yaşamayayım” anlayısı veya da trafik sigortası ve kasko fiyatlarındaki durumdan dolayı araçlarına farklı plaka takanların sayıları bir hayli fazladır.
Araç satın alıp plaka 72 olmasın diye kendi üzerine kaydettirmeyenler de var.
72 plakanın Batmanlılar tarafından yeteri kadar sahiplenmemesi mevzusu da ayrı bir önemli sorun tabi. O konuya da bir gün ayrıca değineceğim.
Şu araç sayısı mevzusuna dönersek;
Araç sayısındaki artış, bir nevi kalkınma ve ekonomik güçlenmenin belirtisidir.
Ancak Batman’da sanki tam tersi bir durum söz konusu.
Araç sayısı arttıkça işsizlik, yoksulluk ve daha birçok olumsuzlukta da artış oluyor.
Mesela şehrimizde araç sayısının artması, şehir trafiğinde tıkanıklığa yol açıyor.
Otopark sorununu ortaya çıkıyor.
Araçların egzozları ve hareket halindeyken yerden kaldırdıkları tozdan kaynaklı hava kirliliği oluşuyor.
Günün 24 saati ses ve görüntü kirliliği oluşuyor.
Yollar daha çok aşınıyor.
Özelikle yaz aylarında araç motorlarının yarattığı ısı ile Batman’da hava, 1–2 derece daha çok ısınıyor.
Her şeyden ziyade şehrimizdeki gider kaleminin başında araçların satın alınmasına, vergisine, kaskosuna, sigortasına, yakıtına ve tamirine verilen paranın haddi hesabı yok.
Araç, elbette bir ihtiyaçtır ancak biz Batmanlılar hem konfor hem de sayısal bakımdan bu işi abartıyoruz gibime geliyor.
Özelikle Ege, Trakya ve Karadeniz Bölgelerine gidenler mutlaka farkına varmışlardır.
Araç sayısı Batman’dakinden kat kat daha az.
Ekonomik olarak bizden daha iyi durumdalar, işsizlik ve yoksulluk gibi bir dertleri de yok.
Bizde ise genelde tercih edilen araçlar en son model, en yüksek hacimli motorlardan oluşuyor.
En basitinden bakıyorsun şahıs, asgari ücretle bir işte çalışıyor ama altında son model bir araç, fiyakası da bin beş yüz maşallah.
Madem aracın son model, fiyakan da o biçim, peki neden asgari ücretli bir işte çalışıyorsun?
Bu çelişki değil mi?
Aldığın 1.500 TL, aracın aylık giderlerine bile yetmez.
Bu da ayrı bir çelişki tabi…
Şehrimizdeki araç model ve markaları, fiyatı ve yakıtı bakımından genelde en masraflı araçlardır.
Yani düşük modelli ve beli başlı markalı araçlara binmek neredeyse kişilikle ilişkilendirilecek bir durum.
Oysa bu lüks otomobillere verilen para, 2–3 kişi tarafından daha kazançlı bir yatırıma dönüştürebilir.
Ne kadar çok paranız olursa olsun lüks arabaya para yatırmak mantık işi değildir.
Hiç kuşkusuz ki memlekete ve insanlara en hayırlısı, en lüks ve konforlu araca binen değildir.
İsraftan kaçınan, memleketine ve milletine fayda sağlayacak yatırım yapanlardır.
Bu nedenle Batmanlılar olarak şu araba sevdasından vazgeçmemiz lazım.
Vazgeçersek birçok sorunun çözümüne de direk veya dolaylı olarak katkı sunmuş oluruz.
