HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın, TBMM’deki yemin töreni sırasında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı alkışlaması üzerinden ciddi manada tartışma ve spekülasyonlar yapılmaya başlandı.
AKP’li vekiller dışında Erdoğan’ı TBMM de alkışlayan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'a, basında ve sosyal medyada sol ve sosyalist kesim tarafından ciddi manada eleştiriler yapıldı.
Eleştiri yapanların çoğu en son seçimde daha çok CHP’ye oy veren kesim, bir kısım da ilk kez HDP’ye oy vermiş kesimdir.
“Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı "kast ederek" Berkin'in, Ali İsmail'in, Medeni'nin, onlarca gencin katillerini ve yolsuzluklarla sürekli adı gündemde olan birini alkışlamalıydın” diyenler bu güne kadar bu bilinç ve bu duruşu sergileseydiler, eleştirileri makul karşılanırdı.
Ama ne yazık HDP Eşbaşkanına tepki gösterenlerin oy verdiği CHP ve SHP’nin iktidarlık dönemlerinde, AKP’nin hükümet olduğu dönemden daha çok ölüm ve insan hakları ihlalleri yaşandı bu ülkede.
Bir kere hayatlarında Demirtaş’a ve onun siyasi çizgisine oy vermemiş, hep yüz çevirmiş bir anlayışın Selahattin Demirtaş’ı eleştirme ve hesap sorma hakkı yoktur.
“Demirtaş meclise gitmeli miydi", "ayağa kalkıp alkışlamalı mıydı" yoksa gitmemeli miydi?” elbette bunlar tartışılır.
İyi niyetli yapılan eleştirilerin bazı haklı tarafları da vardır.
Ancak Demirtaş’ın tavrını tartışacak ve eleştirecek olanlar, ona hiç oy vermemiş veya Ekmeledin Bey aday yapıldı diye CHP’ye tepki gösterip çaresizlikten Demirtaş’a oy vermiş olanlardan ziyade onun yoldaşları ve gerçek partililerdir.
Bu gün Demirtaş'ı eleştirenler, HDP seçimle ilgili tavrını henüz belirlemeden önce çok farklı senaryolar geliştiriyorlardı.
HDP seçimlerde Recep Tayyip Erdoğan'ı desteklemek amacı ile "seçimleri boykot" ettik deyip alttan destekleyecek diyorlardı.
Bu tahminleri tutmayıp HDP Demirtaş'ı aday gösterince de bu kez , "Erdoğan birinci turda seçilemeyecek ve ikinci tura kalamayan HDP’liler ikinci tur seçimlerinde Erdoğan’a destek verecek" demeye başladılar.
Bu tahminler de tutmayınca bu kez Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde tutarlı bir tavır sergileyerek büyük başarı elde eden, oylarını iki katına çıkaran Demirtaş'a “yemin töreninde TBMM’ye neden gittin, neden Erdoğan'ın konuşmasını alkışladın” diye acımasız eleştiri yöneltmeye başladılar.
Bu ülkede anayasa kitapçığının fırlatılmasını muhalefet yapmak olarak benimseyenler, önce siyasi üslup ve terbiyesine baksınlar.
HDP yürütülen müzakere sürecinin ruhuna uygun bir şekilde sorumlu bir biçimde davranıyor.
Kürt meselesinin müzakere yöntemi ile çözülmesini istemeyenler, HDP’yi de kendi cephelerine almak istiyorlar.
CHP ve onun zihniyetindekiler kusura bakmasınlar, HDP’liler ve ona gönül verenlerin, "alkış" gibi basit bir konuya ayıracak zamanları yok.
Çünkü onların ilgileneceği daha önemli mevzular var.
Barış çabaları, müzakere süreci, Rojava, Ortadoğu halkları için büyük tehdit olan IŞİD tehdidi, Ezidi kıyımı ve daha birçok önemli mesellerle meşguldürler.
Suni gündemler yaratarak halkın %50’nin üzerinde oyunu alarak halkın cumhuru olmuş, Kürt meselesini çözmede kararlı bir duruş sergileyen sayın Erdoğan'a engel olmaktansa fırsat vermek daha akıllıcadır.
