SENSİZLİĞE BİLE.....

23-02-2018

Önce biraz ağladılar; ama alıştılar şimdi. Aşağılık insanoğlu her şeye alışır!
         (Suç ve Ceza, Dostoyevski)
                                  SENSİZLİĞE BİLE.....

Gece kirli, sen kirli, hayat kirli, dibine kadar bütün zerrelerince kirlenmişsin.
İd ve süper egon ha birbirini vurdu ha vuracak, öldürecek.
Egon bile barışı sağlayamaz artık her şey allak bullak.İntiharın gözlerindesin, uçurumların ezgisinde Farid Farjad'la keman ağlatmaktasın...
Bunalımlar yoldaşın,depresyonlar gözyaşlarına selpak olmuş..Ümitsizsin,çaresizsin.Her şey kötü. Olabildiğince kötü, hiçbir iyi şey yok varsa da sen KÖR o EBE...
Çember daralmakta akrep gibi kendini ha soktun ha sokacaksın, padişah olsan kar etmez; mazlum olsan gücün yetmez…
Ateşten çemberler çizilmiş alnına artık kaçacak yerin sığınacak limanın kalmadı..Bir bir tükettin;önce dostlarını sonra şehri ve nihayetinde kendini...
Dur ve bir kendine bak sen kimsin, nerden gelirsin, nereye gidersin?
Sus ve kâinatı dinle; susturamayacağın kâinatı sükûnetle uhuletle dinle…
Bak kâinat gerçekleri yüzüne çarpıyor mavi dalgalar gibi çırılçıplak.
Para yok,dert çok....in-san  yok, her yakının ihanet;intiharda artıkyakın bildiğin her can....
Hastalık, everest; derman, gözlerinde ateşli bir zaman ve sabra direnen...
Bittim, tükendim, mecalim kalmadı, yetti artık, ne bu çilem ne bu derdim; yoruldum hayat gelme üstüme dersin ve boğazın en güzel manzaralı yalısında denizin maviliklerine karşı çırılçıplak bir vaziyetsizlikte alnına  dayarsın silahı sonra bir el gelir dokunur omzundaki gamzene, yapma, der.
Neden dersin ve ağlamaya başlarsın, yaşamak için HİÇ nedenim yok ki dersin; her şey negatif hem çay da bitti herkesler gitti dersin...
Elin sahibi der ki peki her şeyi ya pozitife çevirirsem der...
Sen o zaman hayatla bir çaya daha evet derim dersin.
O elin sahibi her şeyi bahara döndürür, sense hep cehennemlerde yaşarsın; çünkü kafaya takarsın, vesvese eylersin, zehir eylersin kendine kendini.
Kim bu elin sahibi, neden karşılıksız yardım etti, karşılığında ne isteyecek diye bir ömür. Sorular, sorular, sorular, sorular ve hep 4 doğrun olsa bile dört  doğrun  bir yanlışını götürür geriye sağa düşmüş bir omuz, iki yana düşmüş umutsuz, çaresiz iki kol kalır gözyaşlarına; oysaki tek/bir  doğru yetiyordu sana...
Allah.. O da her gülümsemenin ardından unuttuğun, sana şahdamarından yakin ve yakın olan Allah.
Allah de ve ötesini geç…
Zira Onu bulursan herşeyi bulursun onu bulmazsan her şeyi kaybetmişsindir...
Allah bütün dertlerine kafi yüreğin de buna kefil...Allah  varsa dert yok,sıkıntı  yok..

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?