Şehrimizin sahipsizliğine yanar dururuz hep.
Hakikatten böyle bir ciddi sorunumuz var.
Bu sorun, kentimizin gelişiminden tutun kentsel yapısına kadar, kısacası her şeyine etki etmektedir.
Lafa geldiğinde ise herkes birbirinden daha çok Batmalıdır ve bu şehri seviyordur.
Seviyor da, tutkundur da peki nedir bu sahipsizlik edebiyatı?
Neden “bu şehir sahipsiz de sahipsiz” diye tekrar ediliyor hep?
Sahipliliğin, “sözde” olmasından kaynaklı bir sitem olduğuna inanıyorum.
Yani haksız da değiller.
Oysa bu şehrin
Valisi,
Belediye Başkanı,
4 Milletvekili,
Bu şehrin Üniversitesi,
Yüzlerce kamu kurum ve kuruluşu,
Yüze yakın basın mensubu,
500’u aşan sivil toplum örgütü,
Onlarca meslek odası,
41 Muhtarı,
450 bin esnafı, memuru, çiftçisi, işçisi, işsizi var.
Bu güçlü yapı, uyum içerisinde çalışırsa bu şehir için “sahipsizdir” denilemez.
Ancak ne yazık ki Batman, şehir olarak hiçbir zaman önyargı, kutuplaşma ve siyasi ayrışmalardan kopamadı.
Her şeyi bir tarafa bırakıp “ her şey Batman için” denilemedi.
Son haftalarda birlikteliklere ilişkin yeni gelişmeler yaşanıyor.
Geçen hafta birkaç iş adamı bir araya gelerek “Batman Sevdalıları Platformu”nun kuruluşunu ilan etti.
Hafta sonu da Batman Mali Müşavirler Odasında bir araya gelen BATSO, ASKON, Batman Esnaf ve Sanatkârlar Odalar Birliği ve MÜSİAD gibi STK’ların temsilcileri, Batman Kent Birliği" adı altında bir oluşuma gitti.
Her iki yeni oluşumun, tam olarak niyetlerini, hedeflerini açıkladıkları bir deklarasyon olmadığı için tam olarak niyetleri bilinmemekle birlikte “Batman’ı el birliği ve güç birliği yaparak sahiplenmek” olduğunu düşünüyorum.
Tabi ki bu şehir için atılacak her olumlu adım ve girişimi desteklemek gerekir.
Şehre sevdalı olmak ve bu uğurda birlikler kurmak güzel olmasına güzel de, ancak bu güne kadar bunun gibi en az on benzer girişim oldu ve hepsi de bir anda parlayıp söndü.
Son olarak oluşumunu ilan eden Batman Kent Birliği ile ilgili yazımı yazmadan önce, birliğin kuruluş haberini yapan ve haberi sosyal medyada paylaşan Gazetemiz Sahibi Ercan Atay’a sordum;
“Bu birliğin kamuoyu ile ilgili paylaştığı bir amaç ve hedef var mıdır?” diye…
Ercan Bey sosyal medya hesabı üzerinden “Kurulma aşamasında olan bu birliğe aslında ne yapmaları konusunda fikir vermek yerine birbirimizi dinlersek ve düşüncelerimize saygı gösterirsek bu birlik, amacına ulaşır. İlerde küsmeler, ayrılmalar ve darılmalar olmazsa tabi…” şeklinde cevap verdi.
Paylaşımın altına köşe yazarı komşularımdan farklı yorumlar geldi.
Ubeyd Baş “O kadar çok birlik var ki bu çokluk bile birliğe aykırı. :) Herkes kendini merkeze alıp bir olalım diyor ama çok oluyor…”
Şehmus Temiz “Birliklerden başım döndü :)”
Evet, ben de arkadaşlarımın görüşlerine katılıyorum.
Birincisi şehrimiz için oluşan her türlü birlikteliğe elbette eyvallah, destekleriz.
Ancak Birlik ve Gönüllülükler noktasında çokluk, bazen dağınıklığa, çatışmaya ve kafa karışıklığına da yol açar.
Bu nedenle birçok birlikten ziyade her görüşten, her meslekten, her kesimden kurumun yer alacağı geniş yelpazeli, Kent Konseyi gibi mevcut yapılar üzerinden, kentin ortak aklı ve vicdanını oluşturup güçlendirmek daha mantıklı olur diye düşünüyorum
