SIĞINMACI, SIĞINMACIYA KOMŞU OLMUŞ

26-02-2015

Batman tıpkı 90’lı yıllarda olduğu gibi bir kez daha ağırlıyor savaş mağdurlarını.

Gelenler yine yoksul ve perişan.

Hikâye, aynı hikâye.

Ülke başka da olsa savaş, devlet ve isyancılar arasındaydı yine.

Devlet yönetimine isyan edenler “halka özgürlük ve onurlu bir yaşam vaat ediyordu” 

Kökleri yüzyıllara dayanan yönetimleri devirmek öyle sanıldığı gibi kolay değildi.

Savaş zor ve orantısız bir şekilde sürdüğünde en çok sivil halk etkileniyordu.

Batman’ın ilk sığınmacıları 90’lı yıllarda bölgemizde kızışan iç savaştan dolayı göç etmişti.

İsyancılar ve devlet arasında yaşanan çatışmaların yarattığı baskı ve şiddetten kaçmışlardı.

Güvenlik güçleri önlerine iki seçenek sunuyordu “ya bizden olacaksınız, ya da örgütten”

Örgüt de köylülere “ya bizim ya da devletin tarafı olacaksınız” diyordu.

Her iki gücün seçeneklerinden hiç birini kabul etmeyenler, çaresiz bir şekilde köylerini terk etmek zorunda kaldılar.

Taraf olmayanlar zorunlu göçe maruz kalarak köylerini terk ettiler.  

Taraf olanlar ise iki güç arasında ağır darbeler yediler.

O dönemlerde Bismil’in bir köyünde bir subay ile köylüler arasında yaşanan diyalog iç savaşın siviller açısından bütün zorluklarını özetler türdendi.

Askerler, PKK militanlarının gittiğinden şüphelendikleri bir köye giderler.

Köylüleri, okul bahçesinde toplarlar.

Askeri birliğin başındaki subay önce örgütü kötüleyen sözleri sıralar, sonra da “örgüte yardım ettiğinizi duyarsak...”  diye tehditleri sıralamaya başlar ve en son olarak da köyün imamını yanına çağırır.

Komutan “şimdi sen söyle imam... Kim Müslüman, kim değil, Kim iyi, kim kötü, kim haklı, kim haksız” diye sorar.

İmam derin bir ah çeker ve “komutan şimdi siz gidecekseniz, PKK militanları gelecek.  Onlar da bize aynı şeyleri soracak. O yüzden her iki taraf da haklı ve iyidir. İyi olmayanlar bizleriz” der. 

Komutan imamın sözleri karşısında söyleyecek söz bulamaz.

Evet, 30 yıllık savaş bu ikilem arasında tüm acımasızlığı ile sürdü.

Kiminin köyü yakıldı, kimisi tutuklandı, kimisi de canından oldu.

Savaş bütün yakıcı yüzü ile birçok kişinin hayatını değiştirdi.

Hakkâri, Şirnak, Siirt, Van, Bitlis, Mardin ve Batman’ın köylerinden 10 binlerce kişi kentimize sığındı.

Bir dönem ülkemizde yaşananlar şimdi Irak ve Suriye’de daha şiddetli daha pervazsızca yaşanıyor.

Savaş esnasında birçok kişi canını zor kurtarabiliyor.

Bir ülkeden başka bir ülkeye kaşıyor çoğu.

Yaklaşık 20 bin kişi de Batman’a sığınmış bulunmaktadır.

Irak ve Suriye’den gelen sığınmacılar daha çok Batman’ın varoşlarına sığındılar.

Anlayacağınız, sığınmacı sığınmacıya komşu olmuş.

Sığınmacı sığınmacıyı baş göz etmiş bağrına basmış.

Onlar birbirlerinin derdinden ve acısından çok iyi anlıyorlar.

Gelenlerin yüklerinin yoksulluk acı ve gözyaşı olduğunun farkındalar.

En çok onlar birbirlerini anlıyor.

Çünkü aynı topraklarda olmasa da, yaşananlar birbirlerine benziyor.

Ve şiddet savaş nerede olursa olsun, yıkımdır, ölüm ve gözyaşıdır.

O yüzden 90’lı yıllarda yaşanan zulmün, insan hakları ihlallerinin tekrarlanmaması, bu gün Irak ve Suriye’de yaşanan iç karışıklığın ülkemizde de yaşanmaması için barış ve müzakere sürecine sıkı sıkı sarılmak gerekir ve geçmişte yaşananlardan dersler çıkarmak gerekir.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?