SİVİL Mİ, SEFİL Mİ?

08-03-2016

Batman’da Dernekler Müdürlüğüne bağlı 410 dernek faal görünüyor.

Bir o kadar da sivil toplum olarak kabul edilen vakıf, oda, sendika ve benzeri organizasyonlar var.

Yani neredeyse 800’e yakın hükümet dışı sivil toplum kurumu var Batman’da.

350 bin nüfuslu ilimizde 800’e yakın dernek ve benzeri yapıların olması bardağın dolu tarafından bakıldığından olumlu bir gelişmedir.

Örgütlü toplum demek, demokrasiye inanmak ve geliştirmek,

Ortak aklı harekete geçirmek,

Birlik ve güçlü olmak,

Yanlışlara karşı birlikte karşı çıkmak,

Ezilenlerin hakkını korumak ve sosyal dayanışma içerisinde olmak,

Lobi ve kampanyalar düzenlemek,

Ekonomik ve sosyal gelişmişliğe katkı sunmak,

Gönüllük temelinde kamusal çıkarları savunmaktır.

Bu sebeple de sivil toplum desteklerinin değerini bilmemiz gerekir.

Ancak bütün sivil toplum örgütlerinin bu bilinç ve amaca hizmet ettiği söylenemez.

Kimi sivil toplum örgütleri de bazı kurumların ve siyasi partilerin arka bahçesi gibi bir konuma düşüyor.

Kurumlar veya bazı siyasilerle çıkar ilişkileri olan sivil toplum örgütleri, diğer sivil toplum örgütlerinin itibarini de zedeliyor.

Bazı sivil toplum örgütleri ise çarkını döndürmek, üyelerine çıkar sağlamak için herkese el pençe olup adeta dilenci konumuna düşüyorlar.

Hal böyle olunca bazı sivil toplum örgütleri, sivillikten çıkıp adeta sefil toplum örgütleri oluyor.

Yine bazı STK’lar ise siyasi parti veya cemaatlerin çıkarları için mücadele ediyor.

Hal böyle olunca da kamu idaresi, toplum ve siyasiler bazen bütün sivil toplum örgütlerini aynı kategoride değerlendirip,

Her görüşme talebinde bulunan sivil toplum örgütü için “hangi projeye ya da yanlış uygulamaya karşı çıkmak için bizimle görüşecek?” diye düşünmüyor.

Yine bunlar bizden acaba ne talep edecek?” diye düşünüp görüşme talebine önyargılı yaklaşıyor.

Bu ön yargı ile çoğu kez STK’lardan giden görüşme taleplerini de reddediyorlar.

Hal böyle olunca sapla saman birbirine karışıyor.

Her sivil toplum örgütüne ya siyasi açıdan taraf ya sefil, muhtaç ve modern dilenci olarak bakılıyor.

Hâlbuki birçok sivil toplum örgütü hiçbir yerden, hiçbir kurumdan destek, bağış almadan sadece üyelerinin aidatları ile çarklarını döndürüyor.

Donanımlı, planlı ve gönüllü bir şekilde kamusal hizmetler yapıyorlar.

Batman’da bu özelliklerde birçok sivil toplum örgütü var.

Ancak amaçları dışını çıkan, sefilleşen sivil toplum örgütlerinin de olduğu bir gerçektir.

Bu gerçekler doğrultusunda kurumların, toplumun ve siyasilerin, her STK’ya hak ettiği kadar değer vermesi gerekir.

Yani sapla samanı karıştırmamaları lazım.

Ama ne yazık ki STK’lara yaklaşımda çoğu kez sapla saman birbirine karıştırılıyor.

Bir örnek verecek olursak;

Geçen günlerde STK’lara projeleri için hibe desteği veren kurumun bir personeli, bir STK’yı ziyaret eder.

Amacının, AB Hibe Programı ile bir STK’ya gelir sağlamak için proje hazırlamak olduğunu söyler.

STK yetkilisi projeci ve gelir getirici hibelerle geçinen bir dernek olmadığını nazik bir şekilde görevliye anlatır.

Muhtemelen bu görevli Batman’daki mülki amirlerinin direktifleri ile bu tür bir çalışma yapıyordur.

Mülki amirler ve kamu kurumları bu yöntemle STK’lara gelir sağlayarak, kendilerine gelen yardım taleplerinden kurtulmak istiyorlar bir nevi.

Ne formül ama değil mi?

Bu anlayış doğru mu yanlış mı bir tarafa…

Ancak ne olursa olsun her STK’ya yardıma muhtaçmış gibi yaklaşmak doğru değildir.

Bu yaklaşım rencide edici ve kırıcı bir yaklaşımdır -birçok sivil toplum örgütü için-

Mülki amirlerin, yerel yöneticilerin, siyasi kurumların Batman’daki STK’lara yönelik bu yanlış yargıdan bir an önce kurtulmaları gerekir.

Çünkü bu yaklaşım STK’ları itibarsızlaştıran bir durumdur.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?