SİYASETÇİSİZ SİYASET

05-08-2020

Her yaşın bir siyaset kuşağı vardır.
Her 10 yılı bir kuşak olarak ele alırsak ben 80’li yılların siyasi kuşağından gelmeyim.
Yani bir zor süreci yaşamış, ardından 90’lı yıllardan geçmişiz.
Bu nedenle bölge ve ülke siyasetini gözlem yeteneği ve öngörüleri olan biriyim.
Siyaseti kısaca, belli ahlak ve düşünce ilkelerine dayalı, geleceğin yönetiminde söz ve yetki sahibi olabilmenin bir aracı olarak tanımlayabiliriz.
Bizim kuşak yaşanan hengâmede siyasete böyle bir gözle bakıyordu.
Bu nedenle lise çağlarında birilerimiz sağcı birilerimiz solcu diye ikiye ayrılan kesimlerin safında gördük kendimizi.
Bu kuşaklar, kendilerini benimsedikleri ideolojilerle donatmak için okuyup, sohbetlere, kongrelere katılırlardı.
Yani bir düşünceye ve siyasi bir kimliğe sahip olmak için emek verilirdi.
Yaşamdaki toplumsal problemlere de kendilerince çözümler bularak demokratik bir çerçevede bunun mücadelesine girerlerdi.
Bu nedenle anti demokratik anlayışa ve yanlışlara karşı tepkisini ve protesto hakkını ortaya koyan dinamik bir topluluk vardı.
Siyaset bir nevi çözümün anahtarıydı.
İnsanlar siyasileşerek bilinçleniyor, hesap soran ve sorgulayan bir hal alıyordu.
Ancak günümüzde ne yazık ki siyasetin içi boşaltıldı.
Siyaset tehlikeli ve orta yolcu bir hal almış.
Günümüz siyaseti, iktidarcı görünme sanatı olmuş.
İktidar partisine oy vermesen de en azından böyle görünmelisin.
Kimse siyasete, fikir ve düşünceye karşıyım demiyor ama herkes ikincil düşünce ve ideolojiye karşıdır.
Kendisinden olmayanın kolayca hain ilan edildiği son derece tehlikeli bir süreç yaşıyoruz.
Bu da başta gençlerin siyasetle aralarına mesafe koymasına neden oluyor.
Şayet ülkemizde muhtarlıklar, meclis üyeleri, Belediye Başkanları, Milletvekili, Cumhurbaşkanına kadar siyaset yolu ile belirleniyorsa siyasileşme ve ikincil düşünce şarttır.
Gençleri siyasetten ürkütmek ve korkutmak yerine onları demokratik siyaset için teşvik etmek gerekir.
Gençlikten başlayıp siyaseti bir şehirde önce teşkilatlandırmak gerekir.
Ama ne yazık ki şehrimizdeki hiçbir partinin güçlü bir gençlik altyapısı yok.
Var olan da öylesine kurulmuş, eş dost veya gelecekten bireysel çıkara dayalı bir oluşumdur.
Kabul etmek gerekir ki büyüklerin hatası, bakış ve yaklaşımlarından dolayı gençlik, siyasetten uzaklaşıyor.
Gençlere söz ve yetki de verilmiyor yeteri kadar.
Bu da siyasette gittikçe bir kısırlaşmaya neden oluyor.
Var olan siyasiler de ideolojik olarak değil, daha çok çıkarcı olarak pozisyon alıyorlar.
Günümüzde siyaset, siyasi kimlikleri ve ideolojisi olanlarla değil, daha çok siyasetten nemalananlar ve çıkarları için bu yolu seçilenlerle yapılıyor.
Yani siyaset mekanizması işliyor ama içerisinde siyasiler ve ayni ideolojiye sahip olanlarla değil, aynı amaçla yola girenlerle yapılıyor.
Siyasetçisiz siyaset olmaz, mümkün değildir.
Bu da siyasilere ve siyasete olan saygı ve güveni ciddi manada zedeliyor.
Toplum da gençlik de siyasetten uzaklaşıyor.
 Bu durumu ortadan kaldırmak için temiz siyaset ve ikincil siyasete şans vermek gerekir. 

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?