SOSYAL MEDYA YALANLARI…

20-08-2015

İnternetin yaygınlaşmasıyla klasik medya, işlevini kısmen yitirdi!

Bu işlev kaybını iki yönden ele almak lazım.

Birincisi, medyayı ellerinde bulunduran gücün tekeli kırılmış oldu. İnsanlar bazı gerçekleri hiç kimsenin eleğinden geçirmeden, manipülasyon tezgahında işlem gördürmeden yayınlama ve bunu milyonlara ulaştırma fırsatı yakaladılar.

İkinci şıkta ise çok daha vahim bir durum söz konusu! Medyanın işlevini üstlenen kişi kurum ve topluluklar, kontrole tabi olmadan, belli sınırları tanımadan, tabiri caizse ağızlarına geleni yazmaya başladılar…

Art niyetli ve ahlak yoksunu bir kişinin yazdığı bir cümle veya attığı bir fotoğrafı, milyonlarca kişi gördükten sonra yalanlasanız ne olur ki?

İsterseniz onu da ben söyleyeyim, bir o kadar daha milyon kişi görür ve bunun yarısı yalanlamaya diğer yarısı yazılana inanır.

Yani her türlü zarardasınız. Bazen de yalanlama olmadan, telafi edilemeyecek sonuçlar yaşanır…

İnsan kanıyla yoğrulan son süreçte de çok ciddi yalanlar dönmekte!

Milletvekilleri, partiler, siyasetçiler, gazeteciler, hatta hukukçular, çok rahat olarak infiale yol açabilecek görüntüler yayabilmekteler.

Mesela bir milletvekili, Gazze’deki bir görüntüyü hiç utanmadan sıkılmadan, Kobani diye takipçilerine yutturabiliyor.

Bir siyasi parti, Tayvan’daki bir kazayı Güneydoğu’da işlenmiş bir cinayet olarak yayınlayabiliyor.

Bir medya kuruluşu Çin’deki patlamayı Silvan veya Cizre’de oldu diye yutturabiliyor…

Yutuyor muyuz, tabii ki evet!

Bu yalanlar için saldırganlaşıp hakaret küfür ve fiziki saldırılarda bulunduğumuz da oluyor!

Bunlar çok ahlaksızca yaklaşımlar!

Erzincan’da 20–30 yıl önce olmuş depremin görüntülerini bile alıp bugün olmuş gibi yayınlayan koca kravatlı ahmaklar var!

Özür diliyorum ama inanın bunlar çok büyük ahlaksızlık! Bunu yapanlar, otoban kenarlarında pazarlama işi yapanlardan daha ahlaklı değiller…

Bunlar fitne çıkarmaya çalışan zavallılardır. Fitne de işlenebilecek en büyük günahtır!

Bunu bilerek yapanların her iki cihanda yatacak yeri yoktur! Bilmeyerek paylaşıp bunun gazına gelip saldırganlaşanlarsa bu günaha ortaktır.

Biraz sağduyu, birazda araştırma tüm gerçekleri çok kısa sürede gün yüzüne çıkarır.

Kimsenin lideri, partisi veya derneği günahsız-kusursuz değildir. Bunu iddia eden yalan söyler, bu yalana inanan kendi zarar eder…

İnsanların yalan atmayıp, yalanlara kanmadıkları bir toplum dileğiyle sağlıklı ve mutlu kalın…

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?