TÜTÜN, KEŞKE TÜMDEN YASAKLANSA

03-07-2017

Sigaranın insan sağlığı üzerindeki etkilerinden dolayı her zaman tütüne karşı keskin bir antipatim vardı.

Bu antipatim kim bilir belki de çocukluğumda cenanlık yani başkasının arazisini ortaklaşa işletmekten gelen bir tepkiden de kaynaklanıyor olabilir.

Çok zordu tütün üretimi yapmak.

Ekim için yerini hazırlamak,

Fideleri birer birer dizayn içerisinde toprakla buluşturmak,

Düzenli bir şekilde günlerce sulamak,

Bakımını yapmak,

Yabani otlarla mücadele etmek,

Gübrelemek ve ilaçlamak,

Tane tane dalından toplamak,

Eve taşımak,

Evde birer birer şeritlere dizmek,

Çardaklarda kurutmak,

Ambarlara yerleştirip kışa kadar beklemek,

Kışın nemlenmesi için yağışları beklemek,

Nemlenince deste yapmak,

Desteleri düzenli balyalamak,

En son balyalar halinde tütünü, ucuz bir fiyatla tüccarlara satmak,

Böylece 8–9 ay süren zorlu bir süreçten geçtikten sonra tütün, işlemeye hazır hale geliyor.

90’lı yılların ortasına kadar tütün, bölge ekonomisinin can damarıydı adeta.

Muhtemelen dünyadaki tütün piyasasını elinde bulunduran ABD, Türkiye’deki tütünü bitirmek için düğmeye basınca işin rengi değişti.

Önce tekel işletmeleri kapatıldı sonra da tütün ekimi kısmen yasaklandı bölgemizde.

Ancak yasağa rağmen Adıyaman, Bitlis, Diyarbakır’ın Lice bölgelerinde küçük ölçekte üretilen tütünler, işlendikten sonra sigara içiminde kullanılmak üzere hasır hale getirilerek tezgâhlarda açık bir biçimde satılıyordu.

Bu tütün sayesinde birkaç aile, geçimini sağlarken, sigara içicileri de günden güne artan sigara fiyatları yüzünden kaçak denilen açık tütünü tercih ediyordu.

Ramazan Bayramı arifesinde mali polis, önceden belirlenen tütün satıcılarına ani bir baskın düzenleyerek binlerce ton tütüne el koydu.

Tütüncüler pasajında yıllarca tütün satan esnaf, neye uğradığını şaşırdı.

Bu operasyondan sonra Türkiye geneli yayın yapan gazeteler, haberi “Örgütün bir ekonomik kaynağına daha darbe vuruldu” şeklinde işledi.

Veriliş şeklinden haberin, kurgu ve şaşırtmalı bir haberden ibaret olduğunu herkes fark etti.

Bana sorarsanız bu haber, deli saçmasından başka bir şey değildi.

Bu haber en ucuz paketi 5 TL olan ve 20 TL’ye kadar satılan sigara şirketlerinin bir ısmarlamasıydı.

Sigara fiyatlarının artması ile birlikte tüketiciler, açıkta satılan tütüne yönlendiklerinden dolayı sigara şirketleri muhtemelen şikâyetçi olmuşlardır.

Yani anlayacağınız paket halinde satılan sigaranın, pazarı etkilediğinden, kaçak tütünle etkin bir mücadele başlatıldı diye düşünüyorum.

Bana sorarsanız en önemli sebep budur.

İşi başka tarafa çekmek, zor da olsa çaresizlikten tütün üretimi ve satışını yapan aileleri başka şekilde itham etmek doğru değildir.

Bana sorarsanız her ne şekilde olursa olsun tütün ve sigaranın her türüsü, satıştan kaldırılmalıdır.

 

Paket halindeki sigarayı satmak ne kadar suç ise açıkta veya sarılı (ne şekilde olursa olsun) tütün satmak da o kadar suçtur.

Açıkta satılan sigara, sağlığa ne kadar zararlıysa paketlerde satılan sigara da o kadar zararlıdır.

Ayrıca ben, sigaranın içilmesine de karşıyım.

Keşke hiç kimse, sigara içerek kendini zehirlemese...

Tütün ve sigara, tümden hayatımızda çıkabilse ne de iyi olurdu.

Ama çıkacağına inanmıyorum.

Çünkü her şeyden önce sigara büyük bir pazar oluşmuş ve rant var işin içinde.

Sanayide ham madde olarak kullanıldığı, ilaç ve hatta kolonya yapımında dahi kullanıldığından dolayı tütünün kökten yasaklanması ihtimali zor görünüyor.

Bu durumda tütün üretimi ve satışını polisiye baskın ve yöntemlerle önlemek mümkün değildir.

Son yapılan operasyon da sadece sigara şirketlerinin ürettiği paketlerin satışını arttırdı.

Ve daha öne tezgâh üstünde satılan kaçak sigara, tezgâh altına inmiş oldu.

Tezgâh altına inmesi ile birlikte olan, yine fakir fukaraya olacak her zamanki gibi….

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?