XWEDİ DERKEVE, SAHİP ÇIK

22-06-2015

Seçim öncesi örgütlü bir şekilde özgür bir yaşam için Türkiye genelinde başlatılan “Xwedi Derkeve, Sahip Çık” kampanyası vardı.

Bu kampanya tam olarak nasıl planlanmıştı, kim planlanmıştı bilinmez ama kampanyanın adı bile dikkat çekiciydi.

Kampanya çerçevesinde genel talepler genelde şu şekildeydi;

Sularımızın büyük fabrikalar tarafından ve insanlar tarafından bilinçsizce kirletilmesine karşın suyuna,

Kar amacı güden sistem tarafından talana uğrayan yeşil alanlarına,

Tüm canlıların yaşam alanı olan doğana,

Uyuşturucu bataklığına çekilmeye çalışan gençliğine,

Üniversitelerdeki baskılara karşı özgür alanlarına,

Kültürüne, diline,

Yaşam alanları olan şehirlere sokaklara,

Emekçilerimizin emeğine sahip çık.

Her ilde önceliklerine göre kampanyanın içeriği değişebiliyordu.

Ancak mekân ve yerler, açıklama yapanların hepsinin ana amacı birdi.

Yapılan çağrılarda özet olarak “değerlerine, yaşamına, bedenine, iradene, özgürlüğüne sahip” deniliyordu.

Aydın’dan, Kars’a, Edirne’den, Hakkâri’ye kadar tüm Türkiye’de yürüyüşler, basın açıklamaları ve değişik aktivitelerle gençler  “Xwedi Derkeve, Sahip Çık” sloganı ile farklı etkinlikler düzenliyordu.

Nisan- Mayıs ayları içerisinde kampanya çerçevesinde Batman ve ilçelerinde de yürüyüşler ve basın açıklamaları yapıldı.

Özelikle büyük tahribatlara yol açacak Ilısu Barajına karşı gerçekleştirilen protestolar ve yürüyüşler dikkat çekti.

Şayet bu kampanya zamanlama açısından seçim öncesine denk getirilmemiş olsaydı, politik bir eksen üzerinde yürümemiş olsaydı, kampanyanın amacına ulaşması ve sürdürebilirliği açısından daha isabetli olurdu.

Kampanya daha çok HDP ve DBP gençlik yapılamaları üzerinde sürdürülünce bir siyasi anlayışın sivil itaatsizlik eylemine büründü ve seçim gürültüsü içerisinde oldubittiye getirildi.

Devam edip etmeyeceği bilinmez, ancak devam edecekse öncelikle siyasi bir eksenle sınırlı kalmaması gerekir.

Her kesimi ve herkesi kapsaması gerekir.

Karşı çıkmak ve protesto ederek sahip çıkmak, yöntem açısından doğru bir tarzdır. 

Taleplerin demokratik yöntemlerle yapılması ise hak aramanın kırıp dökmeden yapılabileceği açısından önemli bir çıkıştır. 

Hak aramanın demokratik yöntemlerle yapılması, kültürün toplumda oluşmasına kuşkusuz katkı sunacak ayrıca gittikçe değerlerinden kopan toplumun kendi özüne dönmesini sağlayacaktır.

Meseleye bu pencereden baktığımızda “Xwedi Derkeve, Sahip Çık” kampanyasının önemi daha da artmaktadır. 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?