YAZDIKLARIMIZ TARİHE DÜŞEN NOTLARDIR.

10-07-2017

Olağanüstü Hal durumunun olduğu şartlarda yazmak zordur.

Yazmak istediğin her şeyi yazamıyorsun.

Söylemek istediğin her sözü söyleyemiyorsun.

Yazmasına, söylemesine söyleyebilirsin ancak sonucuna katlanırsın.

Böylesi durumlarda başını belaya sokamamak adına ister istemez herkes gibi bizim de temkinli davrandığımız oluyor.

Anlayacağınız bildiklerimiz ve gördüklerimiz sadece yazdıklarımızla sınırlı değildir.

Ama her şeye rağmen yazmamız gerektiğine inandığımız için benim gibileri yazmaya devam ediyor.

Birkaç süzgeçten süzülen kelimeler, yazıya dökülüyor anlayacağınız.

Bu tarzımızdan dolayı bizi acımasızca eleştirenler oluyor.

Şu'cu bu'cu diye de ithamlarda bulunanlarda.

Geçen yazılarımdan biri “Siz Recep Kavuş’sunuz değil mi?” diye sordu.

"Evet" deyince de beni yazılarımdan tanıdığını söyledi.

"Peki, nasıl buluyorsunuz yazılarımı?" diye sorunca da, “Sadece siz değil sizin gazete sanki iktidara yakın bir çizgide yayın yapıyor” dedi.

İlgili okur birkaç da gazete haberinden yazısından örnekler vererek iddiasını sürdürdü.

Bu tespitten sonra da “Umarım bu eleştirilerimden dolayı kızmazsınız” dedi.

Her türlü eleştiriye açık biri olarak kızmadım tabi ki.

Ancak yazılarımda her zaman tarafsızlık ilkesine dikkat ettim.

Ben yazı yazma işini tarafsız bir şekilde yaptığıma da inanıyorum.

Hatta sırf bu yüzden eleştirileri kabullenemeyen, yazdıklarımdan rahatsız olanlar benim yazılarım için  “hem nalına hem mıhına” vuruyor diyorlar.

Benim yazdıklarım için "hem nalına hem mıhına" demek doğrusu beni fazlası ile üzüyor.

Her zaman ve her şartta haklıya "haklı", haksıza da "haksız" demişimdir.

Ha bir mesele de tarafların hem haklı hem de haksızsalar ben de hem haklı hem de haksızlıklarını yazmışsam, bunun neresi hem nalına hem mıhına oluyor doğrusu anlamakta güçlük çekiyorum.

Bize atılmadık iftira bir "nalcı ve mıhçılık" kalmıştı.

Kimse kusura bakmasın ama ne yazdığımı, yazılarıma inceden inceye ne anlamlar yüklediğimi de çok iyi biliyorum.

Yazdıklarım belki okuyucularımızı memnun etmiyor, doyurmuyor ancak hakikatten asla ödün vermedim vermem de.

Yazdıklarımı birileri anlar veya anlamaz,

Yeterli bulur veya bulmaz,

Ciddiye alır veya alınmaz,

Gereğini yapar veya yapmaz, o ayrı bir mesele tabi.

Ancak her yazdıklarımızın tarihe birer not olarak düştüğünü biliyoruz.

Bu bilinçle de satır satır yazıyoruz.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?