Yeşil ışıkların yanmasını istemeyen çocukları görmüyor musunuz?

07-08-2018

Batman’da en kavurucu yaz sıcaklarından insan gündüz saatlerinde dışarı bile çıkma takatini bulamıyor insan.

Bu bunaltı sıcaklara rağmen yüzlerce çocuk, cadde ve sokaklarda mendil, simit ve su satıyor veya ayakkabı boyuyor.

Yaşları 7 ile 15 yaş arası bu çocukların gerçekten çaresizlikten, yokluktan mı yoksa anneleri ve babalarının kazançlarına katkı sağlamasından kaynaklı mı çalıştıklarını bilemiyorum.

Ancak her sebep ne olursa olsun her biri öğrenci olan bu çocukların, tatilin keyfini çıkarmaları gerekirken, insana işkence gibi gelen bu sıcaklarda büyük bir eziyet çekerek 3–5 lira kazanmak için Batman’ın sokaklarını adımlamaları büyük bir utançtır.

Bu utancı hepimiz seyredip geçiyoruz diyeceğim ama ben hariç.

Çünkü bu çocukları her gördüğümde içim parçalanıyor.

Parçalana parçalana yakında yok olacak bu yürek.

Korkarım bu gidişle ya pes edecek veya başka vicdanlı insanların yaptığı gibi bu şehri terk edecek.

Bu şehirde yürek yaralayıcı sorunlarla yaşamak, elinden bir şey gelmeyen, vicdan sahibi insanlar için çok zordur.

Elimde hiçbir şey gelmese de her gün burada yazılar yazarak tarihe notlar düştüğüm için bir nebze de olsa bana bir teselli oluyor.

En azından gördüklerim karşısında görmedim, duymadım rolüne bürünmüyorum binler gibi.

Bu çocukları her gördüğümde yürek sızım, alnımdan ter olup akıyor.

Hele hele günün her saatinde, ışıklarda mendil satan veya kirlenmiş camları silen, minnacık avuçlarını açarak para dileyen bu çocukların avucunu her gördüğümde o masum eller, yüzüme bir tokat gibi çarpıyor.

Onlar zamanla yarışıyor.

Çünkü para kazanmak için, kırmızı ışık yanınca bekleyişe geçen arabaların içine, canlarını tehlikeye atarcasına dalıyorlar.

Hiç yeşil ışığın yanmasını istemiyorlar.

Çünkü yeşil ışık yandığında bekleyen araçlar harekete geçiyor hemen.

Birçok kez arabaların altında kalmaktan son anda kurtuluyor çocuklar.

Bazen de arada kalırken araçlar ani fren yapınca trafikte kazalara neden oluyorlar.

Çoğu kez araç sürücüleri tarafından azar işitiyorlar, hakarete hatta kimisi şiddete uğruyor.

Bir ben mi görüyorum bunları?

Gördüklerim hayal midir?

Ya da tek ben mi görmezlikten gelemiyorum?

Çocuklar eriyen asfaltta eriyorlar adeta ve kimse de oralı olmuyor ne yazık ki.

Hırpalanıyorlar, azarlanıyorlar, ölüm tehlikesi geçiriyorlar.

Bu çocukların dramını görün.

Geçmiş yıllarda da böyle bir sorun yaşandı.

Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şube Polisi ve Belediye Zabıtası el birliği ile bu soruna çözüm bulunmuştu.

Özellikle Kadın Doğum Hastanesi, Şevket Başak Camisi ve Wordmar Kavşağındaki ışıklarda onlarca çocuk, her gün kendi canını ve araç trafiğini tehlikeye atıyor.

Bir de yazık…

Bu çocuklar, evde tatil yapıp oynamak yerine, çalıştırılıp dilencilik yaptırılıyor.

 

Ey yetkili ve sorumlular!

Lütfen bir an önce bu yürek parçalayan manzaraya çocukları incitmeyecek  insani bir yöntemle çözüm bulunuz.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?