YILDIZ MÜDÜRÜN SERÜVENİ

07-06-2020

 Batmanlı Ahmet Yıldız, Siirt AFAD İl Müdürüydü.
 Siyasiler ile anlaşamadı, görevden alındı.
Yıldız, yargıya gitti ve göreve iade davasını kazandı, göreve başlatıldı. 
Haftası olmadan tekrar görevden alındı.
Tekrar  mahkeme kararı ile döndü.
Tekrar alındı.
Yazboz tahtasına döndü, Yıldız Müdürün meselesi.
Resmen yaz, çiz, boz.
Günlerdir bir kısım Batman Basını bu sorunu gündeme getiriyor.
Elbette asaleten müdür olan birinin haksız şekilde görevden alınıp, hak etmediği bir yere verilmesi haksızlıktır.
Mağdur edilenin ve haksızlığa düşenin hakkını savunmak da doğru bir davranıştır.
Ancak bu değişiklik, alışa gelen bir durumdur.
Sadece mülki amirler ve iktidar değişince kurum müdürleri değişmiyor.
İktidar aynı iktidar, siyasiler aynı siyasiler iken de müdürler değiştiriliyor.
Çünkü ülkemizde yıllardır bir müdürden beklenen şey, görevini en iyi şekilde yapması, liyakatli olması, deneyim ve kişiliğe sahip olması değildir.
Sadakat ve biat, liyakatten önce gelmektedir ne yazık ki.
İnisiyatif ve vicdan sahibi olmaktan ziyade belli bir zümrenin hizmetkarı olunmasına daha çok bakılıyor.
Yıldız Müdürü tanımam ama eminim ki Ahmet Yıldız daha çok kamusal çıkarları düşündüğünden ve bir kesimin müdürü değil herkesin müdürü olmaya çalıştığından dolayı görevden alınıyordur.
Ancak bir kısım basın camiası da var ki sadece işine geleni görüyor.
Mesela kısa süre önce görevden alınan TEİAŞ Müdürü Mehmet Şerif Ekinci’nin görevden neden alındığı sorgulanmadı.
Aynı şekilde Batman Gençlik ve Spor Müdürü Halil Eren de Batmanlıydı, asaleten müdür olmasına rağmen görevden alınınca benden başka hiç kimse köşesinde bu haksızlığa değinmedi.
Demem şu ki, Siirt’te bir kurum müdürü değiştiğinde gerek sosyal medyada gerekse basında günlerce yazılar yazılıyor, kampanyalar düzenleniyor, Batman’daki değişiklikler ve yapılan yanlışlar ise görmezden geliniyor.
Yıldız’ın müdürlük serüveni bize çok yabancı gelmiyor.
Bu güne kadar bunun gibi onlarca uygulama yaşandı şehrimizde.
Ahmet Yıldız en azından yargı yolu ve basın yolu ile kendi hakkını arayabiliyor.
Güçlü bir ailesi ve siyasi destekçileri var.
Bundan dolayı en azından sürgün edilme ve işten atılıp ihraç edilme riski yok.  
Eften püften sebeplerle veya kulp takılarak görevden alınan müdürler, hakkını bile aramaktan çekiniyor.
Bu durumda olan müdürlerin hakkını niye kimse savunmuyor?
Kamuoyu da bizler de bir müdürün mevcut sistem içerisinde nasıl göreve getirilip nasıl görevden alındığını çok iyi biliyoruz.
Kuşkusuz kendi alanında uzaman olan karakter sahibi insanlar kolay kolay yetişmiyor.
Bunları eften püften gerekçelerle harcamamak gerekir. 
Sahip çıkıp desteklemek lazım.
Ama birine değil, hepsine, nerde olursa hangi şartlarda olursa olsun sahip çıkmak lazım.

Tıpkı Ahmet Yıldız’a sahip çıkıldığı gibi, TEİAŞ müdürü Ekinci ile Gençlik Spor İl Eski Müdürü Halil Eren’e de keşke zamanında sahip çıkılsaydı.  
O zaman belki haksız ve hukuksuz yere bir daha hiçbir müdür görevden kolay kolay alınmazdı.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?