YİNE ANIZ, YİNE ANIZ...

25-09-2017

Anız yıllarca bizi meşgul etti, meşgul etmeye devam ediyor.

Çevresi ağaç olan hatta orman olan iller, ağaçları ve ormanları artırmanın derdinde iken biz dönüp dolaşıp anız yakılmasın diye söyleniyor ve yazıyoruz.

Bize bunu reva görenler elbette yaptıkları zulümlerin karşılığını bulacaklar.

Yaptıkları zulümlerin karşılığı maddi olabilir, manevi olabilir, hem maddi hem de manevi birlikte olabilir.

Hırslıların ve hırsızların birleştiği anız yakma olayında bu fiili işleyenler insanlık düşmanlığı yapmakla kalmayıp aynı zamanda savunmasız ve zararsız hayvanların da düşmanıdırlar.

Toprağın içinde bulunan; Solucanlar, kurtçuklar, karıncalar ve diğer tüm organizmalar bir şekilde toprağı koruyan ve toprak içinde ekilen ürüne faydalı olan canlı organizmalardır.

Toprak içinde bulunan bu zararsız bilakis yararlı canlı organizmaları yakmaya iten saik ne olabilir?

Daha fazla kazanma, daha fazla para insanı bu kadar vahşileştirebilir mi?

Canlı-canlı yakmanın cezası ne olabilir?

İnancı ve imanı olan kişinin hiçbir suçun cezasız kalmayacağını bildiği ve iman ettiği açıktır. O halde anız yakma inancın göz ardı edilmesi midir?

Ne kadar göz ardı edilirse edilsin, bir gün gelecek cezaya duçar olacaklardır.

Bunu bize anlatan hadislerden biri, “Her hak sahibine hakkını vereceksiniz. Hatta boynuzsuz koyunun boynuzlu koyundan kısas suretiyle hakkı alınacaktır” şeklinde ifade buluyor.

Yapılan zulüm ne tür zulüm olursa olsun bize sonlanacağını ifade eden hadisler de vardır. Bunlardan biri de “Küfür devam eder, fakat zulüm devam etmez”

Anız yakanlar sadece toprak içinde bulunan canlıları yakmakla kalmayıp bizleri gece boyunca zehirlemektedirler.

Elbette vicdansız ve zalim olanları Ahirette havale etme dışında bir şeyler yapmak lazımdır. Bu da hukuktaki ceza karşılıklarını artırmak mümkündür.

Şu anda yürürlükte bulunan 2872 Çevre Kanununa göre anız yakanların dekar başına cezalandırılmaları mümkündür.

Bu cezalandırma da maddi yönden cezalandırma biçimidir.

Cezalar elbette caydırıcı olmalıdır.

Elbette trafik kazalarına sebep olması, insanların zehirlenmesi vs. yönüyle hukuki boyutu olmalı ve buna sebep olanlar cezasız kalmamalıdır.

Son yıllarda Çevre dernekleri, İlimizde Çevre Gönüllüleri Derneği ve resmi makamlar; İlimizde Valilik bu konuda ciddi mesailer harcamaktadır.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?