Tam da salya sümük bir edayla tûtiksavar gözlerle tûtik u savar(tavuk ve bulgur) isterken: "Gözlerini Bana yurt eyle,mültecin olayım.
Kendi adına bana bir kimlik çıkar. BEN biraz da SEN olayım ." denilen Mehmet Uzun gecelerinde uykusuz kaldı şiirlerim... Uyku haram sanırım şiire bu gece, Afrika'da insanlar açlıktan ölürken ve çocuklar
çırılçıplak ve aç, dağlarda çıplak ayakla Heidi misali koştururken.Çıplak dağlar hiç utandı mı acaba Heidi'nin ayakkabısızlığını özgürlük olarak bildiği için yıllar yılı.Kronik erkek yalanları ve verdingkinder arasında gelgit çocuklarıydı bir kaşıntı yarasında tüm yaralarımız. “Verdingkinder” olarak anılan “çıplak ayaklı çocuklar” “köle çocuklar”dan sadece biriydi Heidi ve bütün derdi ayakkabıSİZlikti,kimsesizlikti.
Heidi de dağlar da bir Verdingkinderdi. Fakat gerçek Verdingkinderlere göre daha şanslıydı.Çünkü Sokak çocuğu büyük harflerin emzirdiği küçük bir harfti sadece kendi kafesinde Heidi,bütün çocuklar gibi... Heidi, şiirin kollarına sığınmıştı ve dağlar emzirmişti onun yetimliğini.
Yalnızlığa alışkındı şiirler lakin uykusuzluğa asla...Üstüne üstelik aç ve aşksız kalmıştı çıplak şiir..Bir kaç kadeh mi önce atsa; yoksa üç elham bir Fatiha mı okusa şiir...Sonra da üstüne ya bir Corona çorbası ya da bir kelepeça çorbası iyi gider;hem de bol beyinlisinden,nasılsa beyin de bedava...Ama karanfilsiz olmuyormuş buralarda bu aralarda. Bütün sigaralar ve içkiler sen kokuyor...Sonra şiir, ciğer yanığı kokuyor.
Gerçi şiirin kokuşmuşu daha makbuldür "Ne kadar pis kokarsan o kadar iyi sidikli Kontesim" misali.Bırak her şey dağınık kalsın ,paranın da üstü kalsın.Gecelere akmalı şiir..Gecelerde danslara durmalı, diskolarda Tangolara...Sabahlara akmalı...
Sabahında ise güneşin doğuşunu izlemeli...Sonra uyutmak , yatırmak lazım şiiri.... Masallar okuyup saçlarını tarayıp, türkülerle, ninnilerle yatırmalı şiiri...Sabah uyanınca soymalı üstündeki esvapları, banyoya sokmalı şiiri. Kafasına önce bir sıcak haşlanmış su dökmeli ;sonra da buz gibi soğuk su. Ki kendine gelsin şiir..Ve sonra kafasına vura vura şiirin, Antep'in hamamlarını söyletmeli şiire. Kıçına tekmeyi vurup dımdızlak sokağa atmalı...Biraz aklı başına gelsin utansın..Çünkü utanma kalmadı şiirimizde.Ar damarı çatladı şairimizin.
Şiir,kırk gün; şair ,kır bir gün seyrü sülüğe girmeli...Zikir çekmeli nefes almadan.Nefes almalı,nefes vermemeli kırk dakika boyunca... Ve en çok da sadakatsiz şiirlerin satıldığı avcı dükkanlarında ikinci el şiirlerle kurşunlar adres sormazken şiire bir tutik u savar yedirilmeli...
Eşkiya dağlarda eşkiya Heidi'nin mutluluk türküsü söyletilmeli şiire...Hem unutma ben sana asi de değilim düşman da değilim; Heidi hiç değilim, tûtik u savara sınırsız aşkla bağlı bir Batmanlıyım dedi şiir.