“EŞİTLİK İLKESİNE AYKIDIRIR”
Mezopotamya Hukukçular Derneği Başkanı Mesut Aydın, yeni düzenleme ile yaklaşık 38 bin kişinin tahliye olacağını belirterek “Düzenlemenin, her suça uygulanamayacak olması, Anayasa’nın 10. maddesiyle düzenlenmiş olan ‘eşitlik’ ilkesine aykırıdır. Ayrıca düzenlemenin kapsamadığı suçlar ele alındığında suç mağduru vatandaş olması durumunda düzenlemeden faydalanılabiliyor, suçun mağdur tarafı devlet ise düzenlemeden faydalanılamıyor. Ülkenin mevcut siyasi durumu değerlendirildiğinde düzenlemenin salt amacı, cezaevlerini boşaltmaya dönüktür. Bu da önümüzdeki süreçte daha fazla gözaltı tutuklama ve operasyonun olacağı yönünde endişe yaratmaktadır. Bu düzenlemenin kanunla değil de KHK ile yapılması hukuk mantığı açısından da sakıncalıdır” dedi.
“KARI AF OLARAK DEĞERLENDİREMİYORUZ”
İnsan Hakları Derneği (İHD) Batman Şube Başkanı Mehmet Bağatır ise yeni düzenlemeyi eleştirerek “KHK ile getirilen düzenleme her ne kadar kamuoyunda 'kısmi af' olarak değerlendirse de biz öyle görmüyoruz. Bu düzenleme toplumsal bir iç barışmaya dayanmalı ki bir karşılığı olsun. Toplumsal barışı sağlama kaygısından uzaktır. Amacı, ulusal mevzuata ve bağlı olunan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine aykırı olarak, infaz kurumlarında kapasitelerin üzerinde hükümlü olmasının getirdiği sıkıntılara kısa süreliğine de olsa çözmektir. Anayasanın önünde herkesin eşit olması ilkesinden uzak olduğu için hukuka ve anayasaya aykırıdır. Son değişikle devlete karşı işlenen suçların infazında değişiklik öngörmezken, kişilere karşı işlenmiş suçlar için öngörülen cezaların infazında değişiklik getirmektedir. Cezaevlerinde olan 740’a yakın ağır hasta hükümlü, en azından tedavileri süresince infazları ertelenebilirdi. Bu durumu gözetmeden yapılan değişiklik, hukuki ve insani saiklerden uzak, siyasi ve idari kaygılar gözetilerek yapılmış bir düzenlemedir” dedi.
“SORUNLARI, HALI ALTINA SÜPÜREN BİR DÜZENLEME”
Baro Başkanı Ahmet Sevim ise açıklamasında “Türkiye’de özellikle siyasal meselelerde yargı, ötekileştirilen kesimleri baskı altında tutmak siyasal alanı öteki kabul edilen kesimler lehine daraltmak, kendi gücünü tahkim etmek için kullanmıştır. Geriye dönülüp bakıldığında, DGM ve Özel Yetkili Mahkemeler eliyle KCK dosyalarından 28 Şubat döneminde açılan davalara, Ergenekon/Balyoz davalarından şike davlarına kadar her dosya ve karar hukuken tartışmalı haldeydi. Bir kısım davalarda yeniden yargılama yolu açılmış olmasına rağmen, özellikle kitlesel anlamda mağduriyetlere sebebiyet veren davalarda henüz hiçbir adım atılmamış, bir düzenleme yapılmamıştır. 671 sayılı KHK ile getirilen infaz düzenlemesi toplumsal beklentinin tam aksine bir düzenleme ile sorunları yine halı altına süpürmüştür. Özel yargılama usul ve mahkemelere ile verilen kararlar hukuken ortadan kaldırılmadan en azından yeniden yargılama yolu açılmadan sorunun çözülmesi mümkün olmayacak ve yargı hep tartışılır halde olacaktır. Yapılan düzenleme aslında bir infaz düzenlemesidir. Kamu yararı ve toplumsal beklenti yerine sadece cezaevlerindeki kapasite sorununu gidermeyi amaçlayan bu düzenlemeden adalet de çıkmaz, toplumsal barış da” ifadelerini kullandı.
