ACI DAĞLARI

18-12-2016

27 yıllık bir basın emekçisi olarak hiçbir zaman yazı yazma noktasında bu denli bir isteksizlik hissetmemiştim.

Bu en çok da yaşanan ölümler karşısında acıyı ilmiklerime kadar hissetmemden kaynaklanıyor.

Çünkü hayatımızı sarmalayan bu şiddetten dolayı kaygı, endişe ve büyük korku hissediyorum.

Bu ülkede yaşayan ve hepimizin geleceğini etkileyecek bir kaos ortamına sürüklemek istiyor bizi birileri.

Düpedüz “Irak ve Suriyeleştirmektir” hedef.

Bu bir tahmin veya varsayım değildir.

Tehlikeyi gören her birey, bu gerçeğin farkındadır.

Bu nedenle oyuna gelmemek için her bireye çok iş düşüyor.

Yaşananları iyi okumak gerekir.

Olup bitenler, sadece dış güçlerin oyunuymuş gibi de görülmemelidir.

Kınamak ve lanetlemek de tek başına sorunu çözmüyor.

Hele hele benim gibi umutsuzluğa düşüp 27 yıldır yaptığı meslekten vazgeçmek ise doğru değildir biliyorum.

Bu zor süreçte söylenecek o kadar çok söz ve yazılacak o kadar konu varken insanın yazmaktan vazgeçilmemesi gerektiğinin farkındayım.

Ama o kadar yazılacak şey arasında kafam inanın allak bulak.

Ortamın çok hassas ve nazik olması da insanda büyük kaygılara neden oluyor.

Her an bir kelimeden dolayı yanlış anlaşılıp hedef tahtasına konulabilir insan.

Bu durumda söylenecek çok şey olmasına rağmen susmayı yeğliyorum herkes gibi ben de çoğu kez.

Suskun biri olarak çok zorlanıyorum yazı yazma konusunda.

Yaşadığım acılar, üzüntü, umutsuzluk ve korkulardan dolayı tıkanıyorum adeta.

O kadar sebep birikmiş ki yazı yazmamak için, yine de insani sorumluluk ve vicdan sınırları içinde, hepimizin geleceği için yazmak gerektiğine inandığım için hala buradayım ve yazmaya devam ediyorum.

Dünyanın en zor işidir suskun ruh hali ile yazı yazmak.

Hem yaşadığımız gergin ortam ve bizi bekleyen tehlikelerle ilgili yazdıklarım için kimsenin dinlediği ve aldırış ettiği de yok zaten.

Bu kör ve hiç bir haklı gerekçesi olmayan şiddeti, insanım diyen hiç kimse tasvip etmiyor ve edemez de.  

Ama hala birileri şiddeti tırmandırarak amacına ulaşacağını sanıyor.

Oysa şiddet, sadece vicdanlı yüreklerde acı dağlarını oluşturuyor.

Yürekleri yakıyor.

Aslında bu süreçte söylenecek ve yazılacak çok şey olmasına rağmen yazım çok kısa oldu.

Ama bazen az söz ve yazı ile aslında daha çok şey ifade ediliyor.

Bu yazıyı da onlardan biri olarak kabul edin.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?