ACI VE ÇÖP DAĞLARI

14-10-2015

Ankara katliamı sonrası her vicdan sahibi insan, tarifi imkânsız bir acı hissetti yüreğinde.

Ancak ne acıdır ki vicdan sahibi insanlar, en az Ankara katliamı kadar büyük bir acı daha yaşadı.  

Bu da acıda bile birleşmememizdi. 

Ankara katliamında yaşamını yitirenler için bazı meclis üyelerinin bir dakikalık saygı duruşu talebine karşı Denizli Belediye Başkanının sert bir şekilde karşı çıkması ve sarf ettiği sözler her şeyi anlatmasına yetiyor zaten.  

Ülke hakları olarak acıda da birleşemiyorsak, demek ki bizi hızla ayrışmaya götüren çok büyük sorunlarımız var.

Ankara katliamından sonra bunu daha net görebildik.

Siyasilerin kullandıkları dil, üslup ve yaklaşımlar, ayrıştırmayı daha da körükleyen türdendir.

Ankara’da yaşamını yitiren barışseverlerin cenazesinde bile mecliste gurubu olan 4 siyasi parti bir araya gelemiyorsa, Başbakan Davutoğlu bile başsağlığı ilanını sadece bir kısım gazetelere vererek ayırım yapıyorsa acıda nasıl ayırışıma olmasın?

Türkiye genelinde tablo özetle böyle.

Yerele, yani Batman’a gelecek olursak;

Batman’da da ne yazık ki durum çok farklı değildir.

Toplumda ciddi bir kutuplaşma ve ötekileşme söz konusudur.

Ankara olayında bunu net bir şekilde hissedip görebildik.

Katliamdan sonra Emek ve Demokrasi Platformu’nun protesto amacıyla 2 günlük genel grev ilan etmesi üzerine başta Batman Belediyesi çalışanı olmak üzere birçok kişi iş bıraktı.

Halk otobüsleri kontak kapattı, temizlik görevlileri çalışmadı.

Sonrasında ulaşımda aksamalar yaşandı ve çöpler toplanmadığı için sokaklarda küçük tepecikler oluştu.

Emek ve Demokrasi Platformu’nun, acil durumlar hariç, iş bırakma kararı almasını iş kollarında çalışanlar kendilerine göre yorumladı.

Örneğin Batman Belediyesinde farklı iş kollarında çalışanların bir kısmı eylem kararını doğru yorumladı ancak bir kısmı da yanlış yorumladı.

Çöp toplamama konusu da bence yanlış anlaşıldı.

Yani çöplerin toplanması acil durumlar kapsamında mı ele alınmalıydı yoksa acil işler kapsamı dışında mı?

Onu işçiler ve sendikalar işlerine geldikleri gibi algılayıp acil işler dışında değilmiş gibi yorumladı.

Oysa halk sağlığını tehdit eden bir mesele acil işler kapsamında ele alınmalıydı.

Öyle düşünülmedi. Düşünülmediği için de kent merkezinde baya baya çöpler birikti.

Temizlik görevlileri ve dolayısı ile de Belediye yönetimi bu noktada hatalıdır.

Çöplerin birikmesi, hem sağlık hem çevre açısından hoş karşılanacak bir durum değildir elbette.

Olaya bu çerçevede yaklaşmak gerekirdi.

Ancak Ankara’da kalleş bombalar sonucu yaşamını yitirenlerin cenazeleri henüz yerde iken ve acısı henüz sıcakken sanki bir şey olmamış gibi sadece Batman’da toplanmayan çöpler ile ilgilenilmesini de anlamak mümkün değildir.

Ne yazık ki yaşanan acıya ve vahşete aldırış etmeden sadece ve sadece Batman’daki çöplere kafayı takanların sayısı hiç de az değildi.

Şu gerçeği mutlaka görmemiz lazım; bu ülkede çatışmalar sürdükçe, ölümler yaşandıkça ve bunu fırsat bilip ülkeyi kan gölüne çeviren sansasyonel eylemler devam ettikçe çöp dağlarının yanında, daha da ciddi sorun ve problemlerle karşılaşacağız.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?