Milletvekili adayı olmak (ya da yapılmak)... Batman’da çoğunluğu HDP ve AK Parti’de olmak üzere 100’e yakın aday, kesin listelerin belirlendiği güne kadar kıyasıya yarıştı.
Kimisi gerçekten bu görevi laiki ile yapabilecek yetenek, emek ve deneyime sahipti.
Kimisi de partisinin demokrasi sınavlarında sırf renk katmak, fedakârlıkta bulunmak ve görev adamı olduğunu ispatlamak için aday oldu.
Diğer bir kısmı ise hırslarının peşine düşerek dostlar alışverişte görsün hesabı ile aday olmuştu.
Aday olanlar hemen hemen her yerde, her platformda karşımıza çıkıyordu.
Ancak adaylar belirlendikten sonra çoğu ortadan kayboldu.
Aday olan herkes, her partiden 4’er kişinin aday gösterileceğini biliyordu.
Sonuçta HDP ve AK Parti’de yaklaşık 100 kişiden veya bunların dışından 8 kişinin belirlenip listenin YSK’ya bildirileceği, bu aşamadan sonra doğal olarak tepkilerin olabileceği bekleniyordu.
Nitekim öyle de oldu.
Sadece liste dışı kalanlar değil, listede hatırı sayılır yerde yer bulanlar bile, Emin Ekmen örneğinde olduğu gibi tepkinin dozunu istifaya kadar götürdü.
Liste dışı kalanların az bir kesimi, partilerinin verdiği karara saygı duydu.
Özelikle HDP’de liste başı bile olabileceği konuşulan Nejdet Atalay’ın verdiği mesaj çok anlamlıydı.
HDP’deki parti kültürü ve terbiyesi de bunu gerektiriyor.
Gerek AK Partide gerekse HDP’de adayların çoğunluğu aynı olgunluğu göstermedi.
Ve seçimlerde aday adayı oldukları partilerinin başarısı için çalışacakları da meçhul.
Cumartesi günü adayların karşılanmasında çok az sayıda aday aday ortada görülüyor.
Anlayacağınız birçoğu şimdiden küskün, kırgın ve tavırlı.
Listelerin oluşturulmasında bir haksızlık oldu, bu bir gerçektir.
Emin Ekmen örneği bunun somut gerçeğidir.
Emin Ekmen’in emeği, birikimi ve kendisine verilen vaatler karşısında takındığı tavrı anlamak mümkün.
Ancak partide hiçbir emeği olmayan, seçimden seçime adaylık veya farklı hesaplar için parti ile ilişkilenenleri anlamak mümkün değildir.
Bu tür kişiler şimdi ortalıkta yaygara koparıyorlar.
Vay adaletsizlik olmuş, vay kimse listeyi beğenmiyormuş.
Bunu da muhataplarına değil dost meclislerinde söylüyorlar.
Varsa ortada bir yanlış, bir haksızlık elbette bunu doğru yerde ve doğru zamanda dillendirmek gerekir.
Ancak sırf kendisi aday yapılmadı diye sağda solda konuşarak partisini yıpratmak doğru değildir.
Doğru olan, varsa bir derdi bunu muhatabı ile konuşmak, sorunlarını gidermektir.
Bu yöntemle çözüm bulamıyorsa, dedikoduyu bırakıp söyleyecek ne sözü varsa bir basın toplantısı ile açık bir şekilde kamuoyu ile paylaşsın.
