AĞALIK SADECE SINIF DEĞİŞTİRDİ

26-04-2020

Dünya ne kadar değişse de demokrasinin ne kadar geliştiği söylense de bizim buralarda değişen bir şey yok maalesef.
40 yıl öncesini hatırlıyorum o zamanlarla şimdi yaşadığımız süreçte hak, hukuk ve emeğe saygı konusunda gördüğüm kadarı ile değişen bir şey yok.
Mesela o zamanlar aşiret ve köy ağaları vardı.
Halkı sömürür, baskı uygular, hak, hukuk ve adaleti takmazdı ağalar. 
Bölgede yaşanan demografik ve siyasi nedenlerden dolayı köylerde ağalık ve aşiret sistemi yok denecek kadar azaldı.
Köylerde azalma gösteren ağalık, kabuk değiştirerek bu kez şehirlerde baş göstermeye başladı.
Yani anlayacağınız ağalık bitmedi, sadece sınıf değiştirdi.
Ağalığın baş gösterdiği yeni alanlar neresi diye merak ediyorsunuz eminim. 
Şehrimizde devletin altyapı ve ekonomik destekleri sayesinde başta tekstil alanında olmak üzere son yıllarda fabrika sayısında bir artış gözleniyor.
Şehrin dört bir yanına kurulan fabrikaların artması elbette işsizliğin yoğun olduğu şehrimizde bir açıdan olumlu bir gelişme.
Bu sayede işsizlik ve yoksulluk bir nebze de olsa azalmış oldu.
Ancak koronadan kaynaklı baş gösteren kriz sonrası, bazı fabrikalarda emekçilerin işten çıkarılarak mağdur edildikleri duyumu yayılıyor.
Köyde biten ağalık şimdi fabrikalarda baş göstermiş. 
Fabrika ağaları devletin korona salgını nedeni ile 3 ay’a kadar işten çıkarmaları yasaklamasına rağmen el altından işçi çıkarıyormuş.
İşin tuhaf yanı, işinden olan emekçiler de sanki kendileri işten ayrılmış gibi görünüyor
Oysa işin gerçek yüzü hiç de öyle değil.
Çoğu işletme sahibi, ihtiyacı olan personeli alırken patronunun inisiyatifi ile işine tek taraflı olarak son verilecekse, hiçbir hak talebinde bulunamayacağına dair güvence alıyor.
Kimisi istifa dilekçesini tarihsiz olarak işe girdiği gün patrona veriyormuş, kimisine de birileri hiçbir hak talebinde bulunamayacağına dair kefil oluyormuş.
Bu sayede fabrika ağaları istediği anda istediği kişinin işine son verebiliyor. 
Bu zorbalık ve ağalık değil de nedir?
Tabi fabrikatör ve sanayicilerin emekçilere yaptığı haksızlıklar korona süreci ile başlamadı.
Daha önce de benzer uygulamalar söz konusuydu.
Mesela asgari ücret altında personel çalıştırmanın imkânsız olduğunu sanıyoruz ya oysa asgari ücretle çalıştırılıyor gibi gösterilenlerin önemli kesimi bu ücretin altında çalıştırılıyor.
Her şey kağıt üzerinde, usule uygun gibi görünse de gerçekte öyle değil.
Çalışma saatleri ve çalışma koşulları, hiç biri adil ve mevzuata uygun değil.
Bu haksızlığa karşı çıkan da kendini kapının önünde buluyor.
İstihdam oluşturuyorlar diye devletten her türlü desteği alanlar ne yazık ki emekçinin hak ettiği ücreti vermiyorlar.
Resmen ve alenen ağalık yapıyorlar.
Eskiden köy ağaları vardı şimdi de fabrika ağaları.
Anlayacağınız yaşadığımız coğrafyada zülüm ve sömürü hiçbir zaman bitmiyor, bitmeyecek de.   

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?