AĞAYA BELEŞ

13-11-2017

Nasıl bir düşmanlık nasıl bir kindarlık nasıl bir faşistliktir bu? Nasıl da kolay çıkıyorlar insanlıktan hayvanlaşıp iğrenç bir canavara dönüşüyorlar. 
Süleymaniye merkezli depremin üstünden sayılı saatler geçmişken henüz, bütün iğrençliğini kustu yine birileri. 
“Doğu’da askerime kurşun sıkılırken...” diye başlayıp kinini kusan zavallılar devamında “benim kitabımda ateş salanlara ateş düşer” diye nefretlerinde boğuluyorlar. Kitabın kapağını açsa bunu diyenlerin nasıl ateşlerde yanacağını anlayacak da açmıyor o kitabı, açıp da anlayacağı dilden okumuyor maalesef.
“Biraz da onlar yansın biraz Türk ol” diye yazıyor öteki. Anlayacağınız Türk olmanın Kürt’ü yakmaktan geçtiğini sanıyor vahşiler. 
“Hazır deprem olmuş bırakalım gebersinler” diye paylaşıyor kendi kininde geberip de farkında olmayanlar.
“Deprem vuracağı yeri biliyor sağ kalan olmamıştır umarım. Eşiktekinden beşiktekine geberin lan” diyor ve ekliyor “hendek kazarken iyiydi” diyor öteki. Deprem senin beynini vurmuş behey aptal katil. Behey zavallı kan emici faşist zavallı. Sen onlara acıma ama ben sana acıyorum. 
Daha kaç tane yazayım bilemiyorum gerek de yok aslında. 
Kimse de demiyor ki arkadaş biri bunlar hakkında işlem yapsın, savcıları göreve ben mi çağırayım? 
Bu iş bana mı kaldı yani?
Nefret suçu diye bir kavram var. Yanlış değilsem çok değil birkaç yıl oldu bizde de ciddi düzeyde tartışılıyor. Var mı yok mu yasalarımızda belli değil. Yarım yamalak bir şey anlayacağınız. 
En son şort giydi diye darp edilen Ayşegül Terzi davasında, nefret suçunu düzenlediği iddia edilen TCK’nin 122. Yasası yine gündeme gelince Yargıtay, “TCK’nın 122. maddesinde nefret suçunun adı var, kendisi de cezası da yok” dedi. 
Avrupa Konseyi Irkçılık ve Hoşgörüsüzlükle Mücadele Komisyonu (ECRI) 5. Türkiye raporunda da Türkiye’de nefret söyleminin etkin bir şekilde cezalandırılmadığı eleştirisini yapmıştı.
Yani anlayacağınız nefret etmekte ve bunu dillendirmekte serbestsiniz.
Ama yok, fazla ileri gitmeyin derim. Bunu zayıfın aleyhine, güçlünün lehine yapmak zorundasınız. Yoksa başınıza gelmedik kalmaz. Baksanıza her gün sosyal ağlardan yapılan paylaşımlar delil sayılarak insanlar işinden, aşından, eşinden ediliyor gözaltına alınıp tutuklanıyor.
Onun için kimine nefret özgürlüğü var kimine yok. Yani anlayacağınız “Ağaya beleş” 
Şimdi derseniz ki bu milliyetçilik, bu faşistlik, bu canilik, bu hayvanlık bizim ağamız olur... Onu bilemem. Ama yok siz de tasvip etmeyip bu ne iğrenç bir düşmanlık ve nefrettir derseniz o zaman buyurun onları da en az sizi eleştirdi diye yargıladıklarınız kadar cezalandırın. 

Aksi halde yukarıda tüm çirkin sıfatlarla sıraladıklarımı ağanız bilirim.
Yaşadığımız deprem bize iki şeyi yeniden hatırlattı, biri devletin milliyetçiliği esas alan söylem ve politikaları tabanda, vatandaştaki tezahürü vahşice, faşistçe bir kindarlık ve nefret oluyor, bir diğeri de maalesef ki yasalarımızda hala nefret suçu ne tanımlanmış ne de bu suçun cezası belirlenmiş değil.
Rabbim depremde ölenlere rahmet etsin, yaralılara acil şifalar versin, yakınlarına da sabır ve başsağlığı...

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?