AMAN HA ACELE ETMEYİN!...

12-01-2016

Kimilerinde huydur, hatta hastalıktır “yenisi çıktı, yenilemeliyim”. Bilgisayara güncelleme gelir, güncellemeliyim, telefona güncelleme geldi, güncellemeliyim. Ehliyet, kimlik, değişiyor hemen yenilemeliyim. Sanırım bende “güncelleme” hastalarındanım.

Ehliyetlerin yenilenmeye başladığı haberini okuyunca hemen randevu almak için belirtilen internet adresine girip (http://surucurandevu.egm.gov.tr/) randevu aldım ben de. Sonra pazartesi sabah erkenden sürücü ehliyetimi yenileyeceğim düşüncesiyle randevu saatini telefon ajandama not aldım. Sonradan bir başka haberden öğrendim ki öyle ben geldim hadi yeni ehliyetimi verin diyemiyormuşuz, randevu almak yetmiyormuş. 2 tane biometrik fotoğraf (hani o herkesin çirkin çıktığı) ve sağlık raporu gerekiyormuş. Ben de tutup mevcut randevumu iptal edip 3 gün sonrasına yeni bir randevu aldım. Derken biometrik fotoğraf çektirdim ardından sağlık raporumu almak için aile hekimime gittim.

Aile hekimim de sağ olsun uygulamanın nasıl olduğunu anlamak için okudu, sordu, araştırdı yarım saat beklettikten sonra “uygulamanın henüz nasıl olduğunu tam bilmiyoruz” itirafı ile beni uzman tabip muayenesi için bölge hastanesine sevk etti.

Bölge hastanesine varıp da insanların bir kısmını maskeyle dolaşır gördüğümde ve ardından bölge hastanesinde çalışan bir arkadaşımın, domuz gribi olmuş küçük sevimli kızının evde bakımı için izin alıp çalışmadığını öğrendiğimde endişem daha da arttı.

Ehliyeti güncelleyelim derken âlemi güncellemeyelim endişesinden içime korku düştü. Ama öyle hemen pes etmedi. Bir sorayım dedim ilk memur başına tünemiş insan ve hasta kalabalığından yüzüme bakmadan eliyle beni bilmediğim koridorların sonlarına yöneltti. Orada beni karşılamaktan pek de memnun olmadığı yüzünden belli memur kağıda baktı ve pek anlamadığını söyleyerek beni psikiyatr doktoruna havale etti. Psikiyatr ruh sağlığımdan o kadar emin olacak ki bir tek işimi sorup nerde çalıştığımı sorup sağlıklı olduğuma kanaat getirip imzayı kaşeyi basıp beni yolladı ama nereye yolladığını söylemedi. Beni psikiyatr doktoruna yollayan namemnun arkadaşa geri döndüm ve şimdi? diye kağıdı göstererek sordum. Bilmediğini itiraf etmekle birlikte sorduğum zor sorulardan kurtulma çabasıyla, ortopedi, göz ve nörolojiye muayene olmam gerektiğini ifade etti.

Derken orada çalışan ve evde çocuğunun başında bekleyen arkadaşımın yönlendirmesiyle benimle ilgilenen bir başka memura yöneldim. Aile hekiminin isterse raporu verebileceğini ama hekimin beni uzman hekime sevk ettiğini belirtince, durdum az da sinirli sinirli elimdeki evrağa baktım. Gerçekten verebilir miydi, verebilecekken beni neden sevk etti, oysaki kibar bir doktora benziyordu, diye düşünerek elimdeki evrakı okumaya başladım.

Sağ olsun benimle ilgilenen memur beni ortopediye yönlendirmiş, ben evrakı anlamaya çalışmıştım. Doğrumu anladım emin değilim ama sanırım ehliyetim e sınıfı olduğu için aile hekiminin verdiği rapor yeterli gelmiyor sağlık kurulu komisyonunun vereceği rapor gerekiyormuş.

Elimde yarım yamalak doldurulmuş bir evrakla etrafımdaki maskeli kalabalığa baktım ve domuz gribi endişesiyle hastaneden ve ehliyetimi yenileme sevdamdan uzaklaşmıştım.

Devlet yeni yönetmeliklerle yeni bir uygulama başlattığında neden kurumlarda bu uygulamayla vatandaşın muhattab alacağı memurunu, doktorunu bilgilendirmiyor diye sordum kendi kendime.

Yaklaşık rakamla 25 milyon sürücünün cebindeki ehliyeti değiştireceksiniz ama bu işlemi yapacak memurlarınıza nasıl yapacağını doğru düzgün anlatmadan vatandaşı kurumlar ve evraklar arasında telef edeceksiniz.

Onun için demem o ki aman ha güncelleyeyim değiştireyim yenileyeyim demeyin.

Acele etmeyin hele bir sistem otursun bakalım. Nasıl olsa cebinizdeki ehliyetin 2020 yılına kadar geçerliliği var.

“Sistem otursun bakalım” mantığı başka yerlerde var mıdır dersiniz?

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?