AMİNE’NİN ÖLÜMÜ!

09-08-2016

Geçen hafta kentimizde bir kız çocuğu daha barbarca bir şekilde ailesi tarafından işkence edilerek öldürüldü.

Bir kız çocuğu “daha” diyorum çünkü Âmine (Kübra) Demirtaş ailesi tarafından “namus” cinayeti adı altında öldürülen ilk kız çocuğu değildi.

Daha 17 yaşındaki kızın tek suçu güya erkek arkadaş edinip gizili gizli telefonla konuşmasıymış.

Aile meclisi kararı sonucu erkek arkadaşı ile konuşmak, namus meselesine dönüştürüldü.

Yani telefonda bir erkekle konuştuğu için kızın namusu kirlenmiş.

Gereğini yapmak da ailenin erkek bireylerine düşmüş.

Kim bilir kaç gün baskı ve işkence gördü yaşamının henüz baharındaki Âmine.

Belki intihara zorlandı önce,  bunu kabul etmeyince bunlar başına geldi.

Cehaletten, mahalle baskısından, gelenek ve göreneklerden, tepkisizlikten bir kızımız daha ne yazık ki yaşamından oldu.

Hem de hak etmediği bir şekilde; barbarca ve vahşice katledildi.

Aslında bu güne kadar “kadın intiharı” diye adli kayıtlara geçen ölümler araştırılırsa birçoğunun intihar olmadığı da ortaya çıkar.

İddia ediyorum intihar etti denilen birçok kadının ölümü ya ailesindeki bireylerin eliyle yapılıp intihar süsü veriliyor veya da zorla intihara sürükleniyor.

Maalesef bu güne kadar bu meselenin yeteri kadar irdelendiğine inanmıyorum.

Elbette psikolojik sebeplerden dolayı yaşamına son veren kadın hatta erkeler de olabiliyor.

İntiharların sebebi sadece namus meselesi değildir. Aile içi meseleler, ekonomik ve sosyal sebeplerden de intihar edenler oluyor.

Ancak aile meclisleri ölümden başka seçenek bırakmadığı için intihar eden birçok kadın da oluyor.

Âmine de gördüğü baskı ve işkencelerden dolayı canına kıymış olsaydı, olay kayıtlara intihar olarak geçecek ve belki de dosya kapanacaktı.

Ancak vücudunda darp ve yanıklar görülünce bu cinayete “intihar süsü” verilemedi.  

Olayın toplumdaki yansımasına gelince;

Çoğunluk, Amine’nin öldürülmesini sıradan olağan bir cinayet gibi karşıladı.

Hatta Amine’nin cinayeti üzerinden kadınlara gözdağı verenler de oldu.

“Bakın kocasının, babasının, abisinin sözünü dinlemeyen, erkeklerle arkadaşlık kuran, aile namusunu kirletenin sonu böyle oluyor” diye ahlaksızca örnekleyenler de oldu.

Oysa Amine’nin ölümünü haklı kılacak,  ne insani ne ahlaki hiçbir gerekçesi yoktur olamaz da.

Hiçbir vicdan sahibi bir insan bu ölümü onaylayamaz.

Savunmasız, masum bir insanı öldürmek İslam dininde de günahların en büyüğüdür.

Amine’nin öldürülmesi meselesi Batman’da kadın cinayetleri ve intiharlarının toplumsal bir sorun olduğu gerçeğini bir daha ortaya koymuştur.

Bu önemli soruna tüm siyasi görüşlerin ve toplumun el atması gerekir.

Oysa Âmine olayında her cinayet ve intiharda olduğu gibi sessiz kalanlar çoğunluktaydı. 

Sadece Batman Barosu, Belediye Selis Kadın Danışma Merkezi, DTK ve KJA tarafından bu vahşete tepki gösterildi.

Kentteki diğer sivil toplum örgütleri, siyasi partilerin kadın kolları başkanları, insan hakları savunucuları ve din âlimlerinden herhangi bir açıklama ve tepki gelmedi ne yazık ki.

Oysa kadına yönelik şiddete ve cinayetlere karşı zamanında yeteri kadar tepki gösterilmiş olsaydı iş belki “bir genç kız sırf erkek arkadaşı ile telefonla konuştu” diye işkence edilerek öldürülemezdi.

Bu olaya karşı sessiz kalan kadın dernekleri ve siyasi partilerin kadın kolları hangi yüzle bundan böyle kadın haklarından söz edecekler acaba?

Hadi sivil toplumculardan siyasi particilerden vazgeçtik;

Toplumumuzda az da olsa feministler ve bu işi bireysel olarak sürdüren kadın hakları aktivistleri neden bu vahşet karşısında neden sessiz kaldılar?

Batman’da en çok okunan gazetelerden biri olan Batman Sonsöz Gazetesi’nin Kadın Genel Yayın Yönetmeni Hatice Türkan’a ne demeli peki?

Bu vahşice işlenen cinayetini, kendi sorumluluğundaki gazetede sadece kurumların olayla ilgili yaptıkları basın açıklamaları ile mi geçiştirir insan?

Gazetedeki bütün muhbirleri olayı en ince detayları ile ortaya çıkarmak için seferber etmez mi?

Böylesi cinayetlerin bir daha yaşanmaması için günlerce bu konuyu gündemleştirecek özel haberler, röportajlar yapıp gazetede yayınlamaz mı?

En basitinden bu konu ile görüşünü ve tepkisini bir makale ile yazıya dökmez mi?

Herkesin bu barbarca cinayet karşısında sessiz kalmaması gerekir di.

Sessiz kalmak, yeni bir kadın cinayetine yol açmaktır.

Sözün Özü; bu cinayet karşısında Batman’daki çoğunluk gibi ne yazık Batman Söz Gazetesi ve öncelikle de genç bir kız olarak Genel Yayın Yönetmeni Hatice Türkan da iyi bir sınav vermedi!

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?