BANKALAR NE İSTİYOR

01-10-2015

Vatandaş elinde iki tapu, yanında kefil olacak memurla borç alabileceği umuduyla bankanın kapısını çalıyor ama banka o umudun kapısını maalesef açmıyor, açmayınca vatandaş perperişan küfrederek çılgına dönüyor. 

7 Haziran seçimlerinden sonra, sonuçlardan umduğunu bulamamış parti ve örgütlerin tırmandırdığı kirli savaşın genelde bölgenin tamamında özelde de Batman’da yarattığı ekonomik sıkıntılar işvereni, esnafı ve vatandaşı soluk alamaz duruma getirdi.

Esnafın bu durumuna derman bulacağı umuduyla başvurduğu bankalar ise durumu daha da vahimleştirmekten öteye geçmiyor.

Esnafa kredi vermemek için bin dereden su getiren bankalar ne istiyor peki?

Teminatsa teminat, kefilse kefil niye borç vermeye çekiniyor.

Tamam, amenna anlaşılır tarafı var.

Makro anlamda istikrarsızlık ve yerel anlamda ekonomik durgunluk esnafın alacağı kredi borcunu geri ödemede zorluk yaşayacağına dair bir görüntü veriyor.

Peki kredi talebinde bulunan esnafın elindeki tapuları vs teminat olmuyor mu?

Memur kefil yeterli gelmiyor mu?

Daha ne istiyor bankalar?

Elbette ki bankaların kötü gün dostu olmasını beklemiyorum ama kısa vadeli hesapları bir yana bırakıp uzun vadede krizin etkisini arttıracak bir tavrın aksine kendini de riske atmadan kısmen esnafı rahatlatacak çözümler üretebilir esnafı darboğazından kurtarabilir.

Bankaların duygusal bir zekâyla değil matematiksel bir akılla iş yaptığını herkes bilir ama toplam risk toplam kriz yönetimi vesaire ne derseniz değin esnaf boğulursa beraberinde bütün şehrin ekonomisini de boğar.

Sadece bu açıdan dahi bakılsa riskin bir kısmını kurumların ve en başta bankaların üstlenmesi gerektiği kanaatindeyim.

Daha yeni bayramdan çıktık ve bırakın normal zamanlarda bayramda dahi iş yapamamış esnaftan bahsediyorum.

Bir gün Bismil’de diğer gün Silvan’da yaşanan olaylar ve çatışmalardan ötürü ulaşım diğer bölgelerle güvenli ulaşımı sağlanamayan bir kentin esnafından bahsediyorum.

Yetmezmiş gibi aylardır tadilat gerekçesiyle havaalanı kapalı olduğu için hava ulaşımını Diyarbakır üzerinden sağlamaya çalışan ama karayolu ulaşımının güvensizliği dolayısıyla bunu da yapamayan bir şehirden ve esnafından bahsediyorum.

Tüm olayların kentin ekonomisini ticaretini durma noktasına getirmesi yetmezmiş gibi sıkıntılarını gidermek derdiyle bankaların kapısını çalan ticaret ehlinin eli boş dönmesi durumu daha da vahimleştirmeyecek mi? Kelebek etkisi gibi durumun vehameti büyüdükçe büyüyecek ve bankaların korkaklığı bumerang gibi dönüp yine kendini vurmayacak mı?

Bu da matematik aklın bir varsayımı değil mi?

Kimse bankalardan vefa ya da dostluk beklemiyor ama kısa vadeli hesapların korkaklığına da esnafın tahammülü yok.

Bir nebze olsun çözüm barındıran uzun vadeli hesaplar dahilinde bankalar krizi büyütmek değil küçültmek için dahi olsa bir tutum sergilemeli ve esnafı boş çevirmemelidir.

Aksi halde bu ticari durgunluğun yaratacağı ekonomik felaketler sadece esnafı değil tüm kurumlarla birlikte bankaları da katıp önüne götürecek.   

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?