BARIŞ MI SAVAŞ MI?

09-10-2014

Tarihi ve çok kritik bir süreçten geçiyoruz.

30 yıllık bir çatışma sürecinin ardından tamda barış iklimini yakalamışken sokağa çıkma koşullarını sağlayan gerilimli bir atmosferim hakim olması herkesimde bir umutsuzluk ve karamsarlığa yol açtı.

Bu noktaya gelinmesinde sadece bir kesimi suçlamak doğru değil.

Bu ortamın oluşmasında herkesin yanlışı ve suçu var.

Kimse kendisini mağdur ve suçsuz görmesin.

Yaşananlar bütün çıplaklığı ile göz önündedir.

Hükümet Kobani ve IŞİD ile ilgili politikasında bir dizi yanlış yaptı.

Bu süreci ne yazık ki iyi yürütemedi.

Kobanide IŞİD eli ile işlenecek olası bir katliamı önlemek için somut bir adım atmadığı gibi bir söz bile söylemedi.

Gerilimin bu denli oluşabileceğini hesaplayamadı. 

Gerekli tedbirleri zamanında alınmadı.

HDP ve DBP Kobani için halkı sokağa dökülmesi için çağrıda bulunurken sokakta nasıl bir eylemsellik ortaya koyması gerektiğini net olarak söylemedi. Şiddetten kaçınılması vatandaşın ve kamu malına zarar verilmemesi gerektiğine dikkat çekilmedi.

Provokasyonlar noktasında gerekli hassasiyeti hesaba katmadı.

Geçmiş toplumsal olaylarda yaşanan olumsuzluklardan dersler çıkararak sokağa çıkan kitleye zamanında gerekli uyarılarda bulunmalıydı.

HÜDA PAR Devlet ve HDP ve DBP arasında Kobani gerekçesi ile çıkan gerilimli ortamdan kendisini uzak tutmasına itina göstermeleri gerekirdi.

Kendisinin taraf olmadığı bir meselede tarafmış gibi bir pozisyonu getirilmesi çabalarını boşa çıkarması gerekirdi.

AK Parti binalarını nasıl koruduysa HÜDA PAR binalarını korumanın Güvenlik güçlerinin görevi olduğunu söyleyip üyeleri ile parti binalarını koruma işine girerek göstericilerle karşı karşıya gelmemeliydi. Kısasa kısas yaklaşımından hele hele bu süreçte başvurmamalıydı.

İşte bütün bu yanlışlar zinciri belki hiç kimsenin hesaplayamadığı ve arzulayamadığı bir gerilimli ortama neden oldu.

Bu gerilimli ortamdan hiç kimse karlı çıkacağını hesaba katmasın.

Gidişat bu yaşananların tüm aktörlerin kaybedeceğini gösteriyor.

Bir kere barış süreci şu anda devam edip etmeyeceği belirsiz.

Yine diğer bir tehlikede Kürtler arasında 90 yıllarda yaşan çatışmanın kaldığı yerden devam etme tehlikesi yeniden gündeme geldi.

En önemlisi de barış sürecinin sona ermesi ile birlikte yeniden savaşın yeniden başlaması tehlikesi bunu da hiç kimse arzulamaz ve istemezde.

Kısacası bütün tarafların ve hepimizin önünde iki yol var

Ya bu gerilimi bitirip tercihimizi barıştan yana kullanacağız ya da bu gerilimi sürdürüp kardeşin kardeşi öldürdüğü bir savaşı tercih edeceğiz...

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?