Barış süreci karınca hızıyla da olsa yürüyor ya, büyük bir umutla toplumun çoğunluğu tarafından destekleniyor.
Bizce de ufak tefek sorunlar, tıkanıklıklara rağmen mutlaka bu süreç desteklenmelidir.
Seçimlerden bu yana karakol ve kelekol yapımlarına tepki gerekçesi ile bölge genelinde gittikçe dozunu artıran bir gerilim söz konusudur.
Bu gerilim sonucu Lice’de 2 kişinin asker kurşunları ile yaşamlarını yitirmeleri gerilimi daha da artırdı.
Yaşananlar Barış için müzakere eden tarafların birbirlerine yeteri kadar güvenmedikleri yönünde bir izlenim veriyor.
Güven ve samimiyet olmasa gerçek bir barışı sağlamak mümkün olmayacaktır.
Elbette şu ana kadar Barış için inanılmaz engeller aşıldı, his edilebilir bir derecede bir ilerleme sağlanmıştır.
Bütün yapılanlara evet, ama kalıcı barış için bunlar tabiî ki yetmez.
Bu süreci geçmişte olduğu gibi yine sabote etmek isteyen birçok güç olduğunu herkes kabul ediyor ve farkındadır.
Lice’de Karakol yapımlarını protesto etme amacı ile yol kapatmalar, araçlardan indirilen kamu görevlilerini kaçırmalar,
Yine bölge illerinde BDP ve KCK’lilerin bile zaman zaman durdurmakta güçlük çektikleri yüzü maskeli göstericilerin polisle çatışmaları,
Bayrağa yapılan saldırı ile başlayan tepkiler barış çabalarına zarar verecek türdendir.
Her kesimden tepki gören bayrak indirme olayını bahane ederek batı illerinde şovenist ve ırkçı saldırılar başladı.
Siyasiler ve basın ise bayrak ve bir süre önce dağa çıkan-çıkarılan çocuklar üzerinden ortamı gerdikçe geriyorlar.
Diyarbakır’da çocukları için oturma eylemi yapan ve ardından açlık grevine başlayan ailelerin ve yıllardır kendilerine barış anneleri ismini veren kadınların çocukları için verdikleri mücadele bir arada kıymetli bulunup vicdanlı bir yaklaşımla değerlendirilmelidir.
Ancak medya, ana muhalefet ve iktidar cephesinin yaklaşımı tek taraflı bir şekilde Çocuklar ve annelerin taleplerini çarpıtarak siyasi malzeme haline getirmektedirler.
Bayrak olayında da yaklaşımları farklı değildir.
Her kim bir milletin, devletin bayrağı ve değerlerine saldırırsa ve ne amaç olursa, hangi koşullarda olursa olsun yanlıştır, suçludur.
Konuya böyle yaklaşılırsa barışın eli güçlendirilir ve dağdaki bütün çocuklar evlerine, annelerinin yanına dönmeleri sağlanabilinir.
