Tarımda yaşanan sorun ve sıkıntıları şehir olarak en çok Batman hissediyor.
Bu da Batman’ın aslında verimli toprakları ve sosyal ekonomik yapısı ile bir tarım kenti olduğu gerçeğini gözler önüne seriyor.
Eskiden tarım derken;
Yıllık yiyecek ve tohumun temini, kalanın ise satılması için yapılırdı.
Ama günümüzde tarım, sadece gıdanın temini değil, birçok sektörün hammaddesi için yapılıyor.
Tarımdan gelen ürünlerle diğer doğal kaynaklar iç içe geçerek küresel bir kompleks halini almış.
Giyimden enerji kaynaklarına kadar her şey neredeyse artık tarımdan elde ediliyor.
Mesele artık sadece gıda değil, sanayi ve barınmaya, ekolojik ve toplumsal üretime kadar bir çok alanı ilgilendiriyor.
Tarım artık tahıldan ibaret olarak görülmemeli.
Çünkü artık devasal bir sektördür.
Tarımsal altyapımız ve kaynaklarımız olmasına rağmen ne yazık ki üretim noktasında istenen düzeyde değiliz.
Tabi ki bu birçok yanlış politikadan kaynaklanıyor.
Yanlış politikalar sonucu örneğin topraklarımız çoraklaşıyor, verim alamaz olduk.
Üreten değil, daha çok tüketen toplum halini aldık.
Şehrimizin temel sorunlarında biri olan işsizlik ve yoksulluğun en önemli sebeplerden biri de tarımsal alandaki başarısızlıktan kaynaklanmaktadır.
Mesela 12 bin yıldır tarım yapılan bu bereketli topraklarda en basitinden toprağın sürüm tekniğinde bile doğru olan yöntem henüz bilinmiyor.
Toprağın sürümünde derinlik ve çapraz sürümü birçok çiftçi bilmiyor.
Hadi diyelim köyünüze görevlendirilen ziraat mühendisi, koltuğundan kıpırdamıyor; elinizdeki akıllı telefonlardan google’den de mi sürüm tekniğini soramıyorsunuz?
Tabi bütün suçu çiftçiye yüklemek de yanlış.
Devletin de üreticiyi desteklemek yerine başta buğday olmak üzere tarım ürünlerini ithal etmesi de yanlıştır.
Bunca yanlış birleşince ortaya tarımsal sektörde bir fiyasko çıkıyor.
Bu fiyaskolar beraberinde birçok soruna da neden oluyor tabi.
Başta kendi kendine yetememe gibi birçok sorunla karşı karşıyayız.
Batman’ın durumu, ülkenin genel durumundan farklı değildir
Bu gün karşı karşıya olduğumuz bu durum, yapılan yanlışların iz düşümüdür.
Bize düşen, bu yanlışlardan biran önce kurtulmaktır.
Tarımsal ürünler, milyarların temel insani hakkı olan beslenme ihtiyacını sağladığı gibi ekonomik olarak da bir kazanım sağlıyor.
O yüzden insanlığın geleceğinin tarımda olduğunun bilinmesinde yarar var.
Bu nedenle ilgili kurumlar ve toplumun buna göre kendini geliştirip konum alması gerekir
