Bu nedenle Batman’da temiz bir çevre için 16 yıldır amansız bir şekilde mücadele eden Çevre Gönüllüleri Derneği ve bağımsız hareket eden birçok çevre aktivist bulunmaktadır.
Her ne kadar Batman’da doğal gazın gelmesi ve Tüpraş rafinerisinde modernizasyonla geçmişe rağmen nispeten günümüzde hava kalitesinde bir iyileşme olmuşsa da hala Batman, havası kirli şerhler arasında yer almaktadır.
Geçtiğimiz hafta içerisinde Dünya Sağlık Örgütü, Avrupa şehirleri ile ilgili yaptığı bir araştırmayı kamuoyu ile paylaştı.
Batman’ın, Avrupa’da havası kirli 2. Türkiye’de ise 1. şehir olduğu açıklanıyordu.
Bu açıklama basında geniş yer buldu.
Açıklama üzerine Batman Valiliği bir açıklama yaprak verilerin 2012 yılına ait olduğunu açıkladı.
Öncelikle Dünya Sağlık Örgütünün 4 yıl önce yaptığı bir araştırmanın sonuçlarını kamuoyu ile yeni paylaşması başlı başına bir sorumsuzluktur.
Basının ise araştırmanın hangi yıl yapıldığına bakmadan açıklamayı güncel bir konu olarak vermesi doğru değildi elbette.
Basında çıkan haberler sosyal medya üzerinde hızla yayılarak Batman’ın hava kirliliği ile ilgili tartışmalar yapıldı.
Kimisi Batman ile Bartın şehirlerinin isminin karıştırıldığını, kimisi de bu verilerin doğru olmadığını söylüyordu.
Her ne kadar Valiliğin konuya açıklık getiren açıklaması ile meselenin özü anlaşılmış olduysa da hala konu, gündemde kalmaya devam ediyor.
Bu günkü verilere göre Batman, Türkiye’de havası en kirli şehirlerin başında olmayabilir ama buna rağmen kirliliğe neden olan birçok etkenin olduğunu biliyoruz.
Öncelikle Batman, şehir olarak kurulu bulunduğu yer ve hava sirkülasyonu açısından elverişsiz ve riskli bir yerdedir.
Şehir içerisinde seyir halindeki araçların egzozlarından çıkan dumanlar bile bu şehrin hava kalitesini riskli bir sınıra taşıyabiliyor.
Şiddetli rüzgârın olmadığı bir anda Batıraman’dan yüksekten bakıldığında gri bir tabakanın, şehrin üzerine bulut gibi çöktüğü net bir biçimde görülmektedir.
Yine Arap çöllerindeki bir fırtına ile bir iki saat içerisinde ciddi manada bir toz tabakası oluşuyor şehrimizin üstüne.
Hava kirliliğine yol açan diğer bir sorun da çarpık kentleşme, hızla betonlaşma ve yeşil alanların yetersizliğidir.
Diğer bir yandan hayvan besiciliği, kirliliğin önemli sebeplerinden biridir.
Sadece hayvanların gübre ve benzeri atıkları ile tek değil şehir içinde dolaşmaları esnasında bile oluşan toz ve hayvanların yeşil dokuya verdikleri zararlar da besicilik çevre kirliliği açısından önemli bir etken haline geliyor.
Anız yangınları ile yaz ve sonbahar mevsimlerinde ciddi manada hava kirliliği oluşuyor.
En önemlisi de Batman petrol kenti olduğu için petrolün çıkarılması ve üretiminden kaynaklı ciddi manada bir kirlilik söz konusudur.
Her ne kadar Batman’da şehrin yarısı doğalgazla ısınıyorsa da diğer yarısı hala ne bulsa sobaya atıp ısınmaya çalışıyor, bu da kış aylarında hava kalitesini etkileyen bir unsurdur.
Çevre kirliliğine sebep olan Iluh Deresi ve altyapıdaki yetersizlikten kaynaklı sorunlar mevcuttur.
Anlayacağınız Dünya Sağlık Örgütünün rakamları her ne kadar güncel değilse de, havamız, suyumuz ve toprağımız, yukarda saydığım nedenlerden ötürü çok da temiz sayılmaz.
Şayet 2012 verilerine göre Türkiye’de havası en kirli şehir olarak tespit edilmişse “bu nasıl olsa eski bir veridir” deyip Batman’ın çevre açısından sorunsuz bir şehir olduğunu iddia edemeyiz.
Havası en kirli şehir olmayabiliriz ancak hava kalitesi ve çevre sorunları açısından çok iyi bir durumda olmadığımız aşikârdır.
Bu nedenle şehir olarak çevre ile ilgili bir eylem planın hazırlanmalıdır.
Yoksa Batman’ın hava kirliliği, sağlığımızı olumsuz etkilemeye devam edip, Batman’ın havası en kirli şehirlerden biri olduğu algısı, her zaman gündemde olmaya devam edecektir.
