Batman’ın gelişimine yön veren imar palanı tepetakla olmuş vaziyette.
Bunun en önemli nedenlerden biri de Batman’ın gelişim gösterdiği istikamette aniden ortaya çıkan maniaya sorunudur.
Siirt Çevre Yolunun Tilmerç tarafına düşen kısmının tümünün hava mâniaya takılması üzerine Batman’da inşaat sektörü durmuş vaziyette.
İmar noktasındaki diğer bir sorun da yetki karmaşasıdır. Yani kentin imar planında çok başlılık.
Kent imar planından birinci derecede sorumlu kurum her ne kadar Belediye görünüyorsa da kentin gelişimine yön verecek bütün imar alanlarının yetkisi İl Özel İdaresi Ve Çevre Şehircilik Bakanlığındadır.
Belediyenin imar alanları, yapılaşmanın % 90 civarında tamamlandığı bölgeleri kapsıyor.
Yeni yapılaşmanın olduğu alanlar Belediyenin yetkisinde değildir.
Anlayacağınız imar planı uygulamasında çok başlılık mevcuttur.
Bu çok başlılık Batman’ın kentsel planlamasında sorunlara ve tıkanmalara neden oluyor.
Hatta Batman Belediyesi’nin kentin imarında yeni yerleşime açılan bölgeler ile ilgili hiçbir yetki ve etkisi neredeyse yok.
Bu belirsizlikler içerisinde olan da kentin gelişimine ve geleceğine oluyor.
İnşaat sektörü neredeyse durmuş.
İnşaat sektöründe çalışan emekçiler işsiz kalmış, inşaat malzemesi satan işyerlerinde işler durma aşamasına gelmiş.
Konut fiyatları ile arsa fiyatları tavan yapmış.
Bu durumdan kurtulmak için İl Özel İdaresi kendince alternatif imar alanları yaratmaya çalışıyor.
İl Özel İdaresi, yetki sınırları içerisinde bulunan Akça ve Binatlı Köyleri istikametindeki arazileri imara açmak için konuyu İl Genel Meclisinde gündeme getirdi.
DBP’lilerin çoğunluğu elinde bulundurdukları İl Genel Meclisi, kararı reddetti.
İkinci kez karar Meclise getirildi, Meclis yine reddetti.
Duyumlara göre İl Özel İdaresi İl Genel Meclisini bay pas edecek b planını devreye koyacak.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığına müracaatta bulunarak, Batman için ön gördüğü Hasankeyf yoluna doğru alanı imara açmayı hedefliyor.
Tabi bu gelişmeler detaylı bir şekilde kamuoyu ile paylaşılmadığı için bu konuda yeteri kadar bilgi sahibi değiliz.
Ancak şöyle bir gerçek de var ki kentin imarı ve gelişimi ile ilgili bir karar verilecekse her ne kadar söz konusu alan mücavir alanı dışındaysa ve bu nedenle yetki İl Özel İdaresinde görünüyorsa da İl Özel İdaresinin tek başına bu kararı vermesi doğru değildir.
Bu yüzden kentin kaderini etkileyecek böyle bir kararda mutlaka Batman Belediyesinin de sürece dâhil edilmesi gerekir.
Belediyeyi sadece sürece dâhil etmekle kalmayıp, bu karara ortak etmek gerekir.
Çünkü bu sorununun muhatabı İl Özel İdaresi görünüyorsa da bu tümü ile siyasi bir karardan kaynaklanmaktadır.
İmara açılmak istenen alan, kentin mevcut imar planına bitişik olduğundan dolayı bu alanla ilgili verilecek karar 1. derecede Belediye yi ilgilendirir.
Daha anlaşılır hali ile belirmek gerekirse imara açılmak istenen bölge, Batman kent merkezinin devamıdır.
Buraya altyapı ve ulaşım hizmetini götürecek olan da Belediye’dir.
Her ne kadar siyasi sebeplerle bu alan Belediye sınırlarına dâhil edilmemişse de aslında fiilen buralar Belediye alanı olarak görünüyor.
Diğer bir konu ise imara açılmak istenen 1. derecede sulu tarım arazisidir.
İmara açılmak istenen arazilerin bu nedenle yasal olarak imara açılması mümkün görünmüyor.
Çevre Şehircilik Bakanlığı böyle bir karar alsa da tarım arazilerini korumakla birinci derecede görevli olan Tarım İl Müdürlülüğü, Ziraat Odası, Ekoloji Meclisi ve Çevre Gönüllüleri, kararın iptali için konuyu elbette yargıya taşıyacaklardır.
Belediyenin yanı sıra TMOBB bileşenleriyle de bu konu detaylıca görüşülmemiş.
TMOBB da Akça ve Binatlı Köyü istikametine doğru yapılaşmaya muhtemelen sıcak bakmayacaktır.
Çünkü bu bölgenin imara açılması birçok açıdan sakıncalıdır.
İl Özel İdaresi’nin Batman’ın imar planı ile ilgili bütün bu hassasiyetleri görmezden gelip kentin imarı ile ilgili vereceği kararda daha fazla ısrarcı olmaması gerekir.
Kenti ilgilendirecek bu tür hayati meselelerin katılımcılık ve ortak akılla alınması gerekir.
Dediğim dedik yöntemlerle verilen kararların hayata geçirmesi her zaman sorunlu olmuştur.
