BEBELERİ DE KANDIRIYORUZ

06-01-2017

Hemen hemen her senenin son gününde özelikle ajans muhabirleri geceyi hastanelerde geçiriyor.

Bunun nedeni, yeni yılın ilk doğacak bebeğini haber yapmak.

Her senenin klasik haberi neredeyse yeni doğan bebekler olmuş.

Muhabirler haberi renklendirmek için ilin mülki amirlerini de bebeğe hediye takmaya teşvik ederler.

Bu sene de gelenek bozulmadı, yeni doğan bebek haberleri yılın ilk haberiydi.

Yurdun dört bir yanında bu tür haberler TV’lerde ve haber sitelerinde yayınlandı.

Bir ajansa göre Batman’da yılın ilk günü Boğa çiftinin bir kız bebeğinin, diğer bir ajansa göre ise Ekinci çiftinin erkek bebeğinin saat 00.03'te dünyaya geldiği söyleniyordu.

Ajanslarda yılbaşı bebekleri ile ilgili haberler arasında bile çelişkiler olabiliyor.

Belki de kimi bebek yılbaşından önce doğuyor sırf doğum günü hanesine 01.01… yazılsın ve haber konusu olsun diye yeni yıl bebeği diye bize yutturuluyor.

Neyse değinmek istediğim asıl konuya gelelim;

Benim en çok merak ettiğim şey, yılın ilk doğan bebeklerine neler söylendiği ile ilgilidir.

“Her ne kadar biz hoş geldin desek de aslında birçok hoşnutsuzluk ve zorluk seni bekliyor”  gerçeğini o masum ve henüz kirlenmemiş yüzüne söyleyebiliyorlar mı?

İlk gözünü açtığında geçmişten gelen köklü acılarla yüzleşeceksin,

Masmavi koskoca okyanusların kapkara göründüğüne tanıklık edeceksin,

Birbirlerinin arkasına gizlenen korkuları tanıyacaksın,

Hiç bir yerin artık güvenli olmadığını anlayacaksın,

Dünyanın dört bir yanında kirli savaşlarda sadece büyüklerin değil çocukların ve bebeklerin de öldürüldüğünü,

Savaşlardan canını zor kurtaran “Alan Kurdi” örneğinde olduğu gibi çocukların soğuk sularda veya da açlıktan öldüklerini, 

Halepli çocukların her uçak sesi duyduklarında ölüm korkusunu his ettiklerini,

Anlatacak renkli masallın kalmadığını,

Rüyaların bile kâbus dolu olduğunu,

Doğallığında akan bir pınarın bir çeşmenin olmadığını,

Riyakârlığın, kepazeliğin diz boyu olduğunu,

Dünyanın her yerinde güçlünün güçsüzü ezdiğini,

Tahammülsüzlüğün, ötekileştirmenin gittikçe artığını,

Güce, paraya, mevkiye tapmanın tavan yaptığını,

Şiddet kültürünün egemen olduğunu,

Hayatın herkese eşit davranmadığı ve bir tadının da aslında kalmadığını,

Dünyayı kirlete kirlete eko sisteminin bozulduğunu,

Kat kat yüreğimizde yer edinmiş acılardan delik, deşik yüreğimizden,

Bütün bu gerçekleri tek tek söylüyorlar mı acaba her yeni doğan bebeğe?

Yoksa her şeyin tozpembe olduğunu mu söylüyorlar?

Evet, bebekleri ilk doğduklarında da kandırıyoruz hepimiz.

Gerçekleri anlatmıyoruz kendilerine.

Acılarımızı içimizde gizleyerek sahte gülücüklerle karşılıyoruz hep bebekleri.

Gerçeklerle yüzleşmediğimiz için de bebeleri de kandırıyoruz anlayacağınız. 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?