Geçtiğimiz yılın ve hatta yüzyılın en büyük felaketi tartışmasız, 11 ili etkileyen 6 Şubat depremiydi.
50 binden fazla insan ölmüş 10 binlerce bina enkaz haline gelmiş ve Birleşmiş Milletler’e bağlı Uluslar arası Göç Örgütüne göre 2,7 milyon insan da yaşam alanlarını kaybetmişti.
Batman’da da her ne kadar depremin korkusunu ağır şekilde hissedip günlerce etkisinden çıkamasak da daha çok diğer illerde yaşanan ağır sonuçların tanıklığıyla, o illerdeki insanların acılarını paylaşmaya çalıştık.
Çok şükür Batman’da can kaybımız yoktu ve sadece tedbir alınması gereken hasarlı yüze yakın binamız vardı.
Ve bu binalar arasında acilen kontrollü bir şekilde yıkılması gereken ağır hasarlı birkaç binamız tek vardı.
Evet, o binalar boşaltıldı. Ve boşaltıldıktan sonra etrafına emniyet şeridi çekilerek insanların o binaların yakınından geçmemesi için birkaç gün de polis ya da zabıta nöbeti de tutuldu.
Sonra ne oldu depremin üstünden zaman geçtikçe insanlar depremi de unuttu alınması gereken tedbirleri de.
Bir süre sonra emniyet şeritleri de kayboldu, güvenlik nöbeti de bitti. Ha yıkıldı ha yıkılacak binalar kaybolmadı yerinde durdu ama. Dibinde otobüs durakları, dibinde yoğun yaya trafiği, dibinde Allah’a emanet yaşamlarla her şey normale döndü.
Geçtiğimiz hafta Tunceli, Malatya ve Hakkari’de yaşanan düşük ölçekli depremlerle biz de hafif sallanınca yeniden hatırladık tepemize yıkılmak üzere olan binaları.
Biri Batman Belediye Binası karşısında yer alan ve yıkılmak üzere olan harabeye dönmüş binanın hemen altında otobüs durağı yer alıyor. Yakın zamanda belediye kontrollü yıkım işini ihaleye çıkarmış ihaleyi alan firma binadan çıkacak hurdanın yeterince karlı olmayacağını düşünmüş olacak ki ihaleden geri çekilmiş ve bina olduğu yerde yeni müteahhidini bekliyor. Bütün tehditkar haliyle.
Vatandaş şu son günlerde hafif sarsıntılarla tekrar depremi hatırlayınca haklı olarak sitem de bulunup şikayetçi oluyor; belediye hala neden yıkmıyor bu binayı, diye.
Kimileri de “Belediye yıkım işini önümüzdeki depremlere ihale etti herhalde hem de beleş” diye işin esprisini bile yapıyor.
Yine bütün tehdidiyle yine en işlek, en kalabalık caddede yıkılmayı bekleyen bir diğer bina da Medical hastanesinin yanında yer alıyor. Vatandaşın ifadesiyle belediye herhalde onu da depreme ihale etti.
Garipsemeyin, sanmıyorum garipsemiyorsunuz da zaten. Ki vatandaş bunu garipseyip tepkisini daha ciddi şekilde dillendirseydi o korkunç felaketin üstünden 10 ay geçmesine rağmen o binalar, bugün hala orda, diken üstünde yıkılmayı bekliyor olmazdı.
O binalar orda durdukça Allah korusun kontrolsüz ve zamansız bir yıkımda yaşanacak ölümlerden kim sorumlu tutulur sizce? Belediye değil herhalde. Muhtemelen sorumlusu, Allah muhafaza o enkazın altında can verenler sorumlu tutulur.
Ne işi vardı o harabenin altında?
Otobüs bekliyordu.
Nereye?
Cennete herhalde.
Hani var ya Leo Buscaglia’nın “9 Numaraları Otobüsle Cennete Yolculuk” adlı kitabını mı okudu acaba?
