Olağanüstü dönemlerde devlet hem kendi hem de vatandaşın alacaklarına dair çeşitli kolaylıklar sağlar.
Öylesi dönemlerden biri de hala yaşamaya devam ettiğimiz korona virüs salgın dönemi.
Özellikle iş dünyası, küçüğünden büyüğüne esnaf, ertelenen borçlarla, faiz indirimleri ya da borç yapılandırmalarıyla rahatlatılmaya çalışılır.
Yerinde ve olması gereken bu kolaylık, işveren ve işçisiyle salgın ve etkileriyle mücadele ederken bir de icra ve hacizle uğraşmaktan kurtarır.
Kurtarır sanıyordum ama yeni öğrendiğim maalesef öyle olmuyormuş.
Daha geçen hafta arayan ve sözüne bütünüyle itimat ettiğim bir yakın büyüğüm öyle olmadığını anlattı bana.
Batman Belediyesinin çevre vergisi alacağına istinaden, vatandaşın aracına takip yakalama kararı çıkarttığını ve aracı trafikte yakalayıp borca ilişkin bağlattığını ifade etti.
Bu uygulama kişiyi itibarsızlaştırmaktan başka bir şey değil.
Daha önceki yönetimde Belediyenin esnafa dönük tabela vergisinden ötürü aynı uygulamaya gittiğini duymuştum. 200-300 liralık tabela vergisi alacağından ötürü esnafın aracını haczettiğini duymuştum. Belli ki bu uygulamanın mağdurları bir iki değil.
Anlayacağınız bu ilk değil.
Batman Belediyesinin alacaklarına ilişkin sadece genel bir mesajla bilgilendirdikten sonra icra yoluna giderek aracınızı sürpriz bir şekilde trafikte altınızdan alıp haczetmesi nasıl bir idareciliğin göstergesidir.
Özellikle böylesi dönemlerde halkın belediyesinin halka bunu yapıp sık boğaz etmesi niye.
Acaba diyorum borçlara ilişkin işlemlerin bu denli sert olması Batman Belediye Başkan Yardımcılığını kayyum Batman defterdarının yürütmesiyle alakası var mıdır?
Yok, sanırım çünkü kayyumdan önce yaşadığımız bir örnek var ki o da başka bir garabet.
600 lira tabela vergisi borcuna ilişkin hacizle banka hesapları bloke edilen gazetemiz Sonsöz’ün sahibi Ercan Atay borç tebligatının kendisine gönderilmediğini söyleyince adresi bulmadık muhtara verdik diye bir cevap alıyor. Adres gazetenin adresi, Batman Belediyesine 50 metre uzaklıkta. Ercan bey 600 liralık borcu 1150 lira olarak ödeyip hesaplarındaki blokeyi bir hafta sonra kaldırabildi.
Yani anlayacağınız kayyumdan önce de kayyumdan sonra da değişen bir şey yok.
Buna lüzum var mı yani birkaç bin liralık alacağına karşılık belediyenin araca haciz işlemi yaptırıp yakalama kararı çıkartmasına.
Olağanüstü zamanlardayız. Her anlamda darboğazlardan geçiyoruz. Salgın bir yandan, yangınlar diğer yandan yetmezmiş gibi bir de körüklenmeye çalışılan faşistlik ve düşmanlıkla Konya’da katledilen aynı aileden 7 insanın acısı ve yolları tutan, henüz evrimini tamamlamamış mahlukların pompalı şovlarıyla ortaya çıkardığı faşist ve cahil gerçekliğimiz.
Olmaz böyle hem de hiç olmaz… Ne diyor Edip Cansever
...
Onlar ki, hepsi
Bir tutsak ağaç gibi yanlış yerlere büyüyenler
Ah güzel Ahmet Abim benim
Gördün mü bak
Dağılmış pazar yerlerine benziyor şimdi istasyonlar
Ve dağılmış pazar yerlerine memleket
Gelmiyor içimden hüzünlenmek bile
Gelse de
Öyle sürekli değil
Bir caz müziği gibi gelip geçiyor hüzün
O kadar çabuk
O kadar kısa
işte o kadar.
